Yenidoğan çetesi operasyonu, Türkiye genelinde büyük bir heyecan ve korkuya neden oldu. Bu süreçte adı geçen hastaneler kapatılarak, o hastanelerde tedavi gören hastalar kamu hastanelerine sevk edildi. Bu olay, pek çok ailenin yaşadığı büyük bir belirsizlik ve kaygıyı beraberinde getirdi. O hastanelerden birinde tedavi gören Hatice Nur Koyuncu, bu operasyonun kendileri üzerinde yarattığı etkileri yakından deneyimledi.
Büyükçekmece’de yaşayan 24 yaşındaki Hatice Nur Koyuncu, geçtiğimiz haftalarda Beylikdüzü’ndeki Medilife Hastanesi’nde üçüz bebeklerini dünyaya getirmişti. Bebeklerden ikisi kız, biri ise erkek olup, erken doğum sonucu 33. haftalarında hayata merhaba dediler. Doğum sonrası bebekler, yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınmak zorunda kaldı. Ancak gün geçtikçe gelişen olaylar, bu aile için bir kabusa dönüştü. Hatice, hastanenin hemşiresinin kendisine bebeklerde herhangi bir sıkıntı olmadığını söylediğini belirtirken, akşam saatlerinde bebeklerinin başka bir hastaneye sevk edileceği bilgisini aldı.
Aile, hemen hastaneye koştu. Hastaneye geldiklerinde polislerle karşılaştılar ve hastanenin kapalı olduğunu gördüler. O an, büyük bir endişe ve korku yaşadılar. Çocuklarının durumunun iyi olduğu bilgisiyle birlikte, kuzey adını verdikleri erkek bebekleri taburcu edilerek evlerine götürüldü. Ancak, kızları Asel ve Defne, Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Burada iki kardeşin tedavisi devam etti. Bir süre sonra, durumu iyiye giden Asel taburcu edildi, ancak Defne’nin tedavisi sürdü. Aile, üçüzlerin evde bir arada olacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu.
Hatice Nur Koyuncu, yaşadığı bu zorlu süreci anlatırken, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatih Karan da bebeklerin sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Hatice, Medilife Hastanesi’nde doğum yaptığı süre içinde yaşadığı sürecin normal seyrettiğini, ancak yenidoğan çetesi operasyonunu öğrendikten sonra endişeye kapıldığını ifade etti. O, bebeklerinin durumunun iyi olduğunu, hastanenin güvenilir olduğu konusunda ikna edildiğini, beklenmedik bir şekilde yaşanan bu olayın herkesi korkuttuğunu belirtti.
Hatice’nin ifadesine göre, doğum sürecinin başlangıcında herhangi bir sıkıntı yoktu ve hemşirelerle sürekli iletişim halindeydi. Ancak Hatice, Cumartesi akşamı bir acil durum olarak arandığında, hastaneye gidince oranın kapalı olduğunu gördü ve sadece kendi bebeklerinin hastanede kaldığını öğrendi. O gece Kuzey taburcu edilirken, kızları başka bir hastaneye götürüldü.
Uzm. Dr. Fatih Karan, üçüz bebekler üzerine yaptığı açıklamada, genellikle erken doğan bebeklerin çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşabileceğini vurguladı. Erken doğan bebeklerin akciğerlerinin gelişimi tamamlanmamış olabileceğinden dolayı solunum sıkıntıları yaşayabileceklerini, bu nedenle özel bakım ve izleme gerektirdiklerini belirtti. Dr. Karan, yenidoğan yoğun bakım ünitesinin çocukların yaşamını kurtarmak için çok önemli bir yer olduğunu ifade etti. Aynı zamanda, bu tür durumlarda annelere takiplerinin önemli olduğunu hatırlattı.
Defne bebeğin durumu hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Karan, Defne bebeğin taburcu öncesindeki kilo takibinin önemli olduğunu vurguladı. Defne’nin yaklaşık 1600 gram ağırlığında doğduğunu, şu anda ise 2400 gram ağırlığında olduğunu, sadece anne sütü kullanarak takibin sürdüğünü kaydetti. Defne’nin kalp atışlarının düzenli olduğunu ve sağlığında kaygı verici bir durum bulunmadığını söyledi.
Sonuç olarak