Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 2002 yılından 2023 Kasım ayına kadar Türkiye’de gerçekleştirilen toplam organ nakli sayısı 74 bin 704 olarak kaydedilmiştir. Bu nakillerin büyük bir kısmını böbrek, karaciğer ve diğer organ nakilleri oluşturmaktadır. Özellikle 52 bin 258 böbrek nakli, 20 bin 671 karaciğer nakli, 1210 kalp nakli, 320 akciğer nakli, 198 pankreas nakli ve 47 ince bağırsak nakli gibi önemli sayılar dikkat çekmektedir. Bunların dışında, 2010 yılından 2023 Kasım’a kadar kornea nakilleri de 37 bin 666 vakaya ulaşmıştır.
Organ nakli bekleyen hastalar, genellikle bağışlanan organlarla yeniden hayata dönebilmekte; bu durum, organ bağışının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Sağlık Bakanlığı’nın verileri doğrultusunda, 2023 Kasım ayı itibarıyla böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449, karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı 1477, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204, pankreas nakli bekleyen hasta sayısı 277 ve kornea nakli bekleyen hasta sayısı 4 bin 119 olarak tespit edilmiştir.
Organ nakli işlemlerinin gerçekleştirildiği merkezler arasında önemli bir yere sahip olan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, Türkiye’de çok sayıda ilke imza atmıştır. Burada, Türkiye’nin ilk yüz ve çift kol nakli yanı sıra, dünyanın ilk kadavradan rahim nakli gerçekleştirilmiştir. Ancak, kalp nakli bekleyen hastaların durumu diğer organ nakli bekleyenlerden farklı bir gereksinim ve zorluk taşımaktadır. Canlıdan verici seçeneği olmayan kalp nakilleri için kadavradan bağışın önemi giderek artmaktadır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Bayezid, mevcut durumda 1477 kalp nakli bekleyen hasta olduğunu belirtmekte ve bunlardan 477‘sinin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde kayıtlı olduğunu vurgulamaktadır. Ancak, organ bağışı oranlarının son yıllarda ciddi biçimde düştüğünü ifade etmektedir. Özellikle 2019 yılında başlayan koronavirüs pandemisi sonrası bu oranların daha da azaldığı gözlemlenmiştir. Prof. Dr. Bayezid, “Covid-19 pandemisi, organ bağışı konusunda çok olumsuz bir etkide bulundu. Beyin ölümü gerçekleşen hastaların yakınlarının organ bağışına onay verme oranı, önceden %36 iken, Covid sonrası bu oran %19‘a gerilemiştir.” şeklinde ifade etmektedir.
Prof. Dr. Bayezid, Türkiye’nin organ bağış oranlarının Batı ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük kaldığını da vurgulamakta ve örnek olarak İspanya’yı vermektedir. İspanya’da milyon nüfusta organ donör sayısının 35 iken, Türkiye’de geçmişteki oranların 3-5 civarında olduğunu belirtmektedir. Bu durum, Türkiye’deki organ bağışının artırılması gerektiğine dair güçlü bir işaret olmuştur.