İzmir Menemen’de son günlerde bulunan dolandırıcılık iddiaları, kamuoyunda önemli bir tartışma yaratmış durumda. Hasan ve Nuri Yıldırım adındaki iki kardeşin, çok sayıda kişiyi mağdur ettiği iddia ediliyor. Aralarında yaşlı bir adam ve bir kadının da bulunduğu mağdurların durumu, sosyal medya paylaşımları ile birlikte yargıya taşınmıştır. Bu olayların ardında yatan gerçekler ise oldukça çarpıcı.
Söz konusu dolandırıcılık iddialarının temelinde, 54 yaşındaki Cengiz Ünal’ın yaşadığı olay yer almakta. Cengiz Ünal, Menemen’deki villasını satmak üzere Hasan ve Nuri Yıldırım kardeşlerle anlaştı. Bu anlaşma gereği, villanın karşılığında bir taksi plakası ve toplamda 300 bin lira üzerinde uzlaşı sağlandı. Ancak anlaşmanın tatbik edilmesiyle birlikte Ünal, hesabına gönderdiği 3 milyon liraya rağmen ne plakayı aldı ne de ödemesini geri alabildi. Olayın şaşırtıcı bir başka yönü ise, bu paranın TikTok üzerinden yapılan paylaşımlarda gösterilmesi. Bu durum, Ünal’ın dolandırıldığını kanıtlayan önemli unsurlar arasında yer aldı. Cengiz Ünal, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak suç duyurusunda bulundu.
Dolandırıcılık iddiaları sadece Cengiz Ünal ile sınırlı kalmamış; 61 yaşındaki Füsun Enserçakan da bu sürecin mağdurları arasında yer alıyor. Enserçakan, Kıbrıs’tan döndükten sonra iş bulamayınca Hasan Yıldırım’dan 5 bin lira borç almak zorunda kaldı. Fakat, Enserçakan’ın iddialarına göre, borç senedi üzerinde tahrifat yapılarak bu tutarın 300 bin liraya çıkarıldığı öne sürüldü. Bugün itibarıyla bu rakamın faiziyle birlikte 1 milyon liraya ulaştığını belirten Enserçakan, “Borcu ödememe rağmen annemden kalan arsalara tedbir konuldu. Mağdur edildim, zor durumdayım. Adalete güveniyorum” diyerek yaşadığı sıkıntıları dile getirdi.
Füsun Enserçakan’ın şikayeti üzerine, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Hasan Yıldırım hakkında ‘tefecilik’ suçlamasıyla dava açılması süreci başlamış durumda. Yıldırım’ın 2 ila 5 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanması bekleniyor. Üstelik, Yıldırım ailesinin sosyal medya üzerindeki paylaşımlarının yanı sıra yeni mağdurların ortaya çıkması, hakkındaki soruşturmanın kapsamını genişletiyor. Yetkililer, yeni delil ve şikayetlerle dosyanın büyüyebileceğini belirtmekte.
Bu gelişmelerle birlikte, İzmir Menemen’deki dolandırıcılık iddiaları oldukça maddi ve manevi kayıplara yol açmış gözüküyor. Cengiz Ünal ve Füsun Enserçakan gibi mağdurların yaşadığı durum, adaletin tecellisini beklemekte. Olayın boyutu ve yeni mağdurların ortaya çıkışı, dolandırıcılık faaliyetlerinin ne kadar yaygın olabileceğini gözler önüne seriyor. Bu noktada, sosyal medya platformları üzerinden yapılan paylaşımlar da, hukuki süreçlerde önemli delil niteliği taşımakta.