Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleşen ‘Kriz İletişimi Çalıştayı’na katıldı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu etkinlikte, Bakan Yumaklı, kriz durumlarındaki iletişim stratejilerinin önemini vurguladı. Yumaklı, rutin çalışmalardan sapmalar yaşanabileceğini belirterek, orman yangınları gibi felaketlerle mücadelede uzmanlık gerektiren bir yaklaşım geliştirdiklerini ifade etti. ‘Yeşil Vatan’ savunması olarak adlandırdığı bu strateji çerçevesinde, bilgi akışının önemine değindi; ‘Her kafadan bir ses çıkmasın. Bu işi bilenler yapsın’ dedi. Bakan, orman bölge müdürlerinin sahayı en iyi bilen kişiler olduğunu, bu nedenle onlara güvenilmesi gerektiğini belirtti.
Orman yangınlarıyla mücadele eden medya mensuplarına ve gönüllülere selam gönderen Bakan Yumaklı, yangın anındaki zorluklardan bahsetti. Yangın ve buna bağlı dumanlarla savaşıldığı sırada, yalan haberlerle de mücadele edildiğini belirtti. Medya üzerinden yayılan eski veya yanlış bilgilerin halkı korkutabileceğini ifade eden Yumaklı, doğru bilgilendirmenin önemli olduğunu vurguladı. ‘Doğru bilgilendirme yalın, sade ve düzenli bilgilendirme bu yalan rüzgarının en önemli panzehiri oldu’ diye konuştu. Ayrıca, Türkiye’nin gündeminde yer alan pek çok yanlış bilgilendirmeye de dikkat çekti. ‘Tarım bitti’ gibi iddialara karşılık olarak Türkiye’nin tarımda Avrupa’da birinci olduğunu belirtti ve bu konudaki yanlış algıları düzeltmek için çalıştıklarını aktardı.
Bakan Yumaklı, ayrıca pestisit kullanımı konusundaki algının yanlış olduğunu, Türkiye’de kullanılan zirai ilaçların Avrupa ortalamasının altında olduğunu vurguladı. Son yıllarda alınan önlemlerle, biyolojik ve biyoteknik mücadele ile bu kullanımın %35 oranında azaltıldığını ifade etti. Pestisit konusundaki yanlış anlamaların, çiftçilere zarar verdiğini ekleyerek, insanların tarımdaki başarıları sorgulayarak, itibarsızlaştırmaya çalıştığını belirtti.
Belgrad Ormanı’nın yapılaşmaya açılacağına dair iddialara da değinen Bakan Yumaklı, bu alana herhangi bir yapı ya da çivi çakılmasına izin vermeyeceklerini açıkladı. ‘Burası 1’inci derecede sit alanı, Türkiye’nin göz bebeği bir yer’ diyerek bu konudaki sert duruşunu yineledi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, kriz iletişiminin üç evredan oluştuğunu, bunların ‘kriz öncesi’, ‘kriz esnası’ ve ‘kriz sonrası’ olarak tanımlandığını belirtti. Altun, etkili bir stratejinin bu evreleri kapsaması gerektiğini vurguladı. Kurdukları ‘Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi’ ile medya ortamlarında propaganda faaliyetleriyle mücadele ettiklerini belirten Altun, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için gayret ettiklerini ifade etti. Kriz koşullarında basın mensuplarının doğru bilgi almasının önemine değindi.
Altun, dürüstlük ve şeffaflık ilkelerinin en önemli iletişim stratejileri olduğunu ifade etti. Yıkıcı beşeri krizlere de dikkat çekerek, Suriye’deki insani krizden ve Türkiye’nin bu krizden nasıl etkilendiğinden bahsetti. Türkiye’nin 12 milyon insanın yerinden edilmesine, saldırılara ve göç dalgalarına maruz kaldığını aktardı. Türkiye’nin bu süreçte iyi bir politika yürüttüğü ancak, Suriye’nin işlevselliğinin kötüye kullanıldığını vurguladı. Sonuç olarak, Türkiye’nin Suriyeli mültecilere gösterdiği misafirperverliğe dikkat çekildi.
Sonuç olarak, İletişim Başkanlığı’nın ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde etkili olabilmek için çalışmalar gerçekleştirdiği, Türkiye Yüzyılı vizyonunu güç
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3117 kez okundu