Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında, yaklaşık 600 bin kamu işçisinin 2025-2026 yılları için geçerli olacak zam oranlarıyla ilgili beklentileri artıyor. Şu anki pazarlık süreci devam ederken, hükümetin kamu işçilerine son zam teklifini iletmesiyle birlikte taraflar arasında gerilim de yükselmiş durumda. Hükümetin sunduğu yeni teklifler arasında, 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 24 zam önerisi dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, sonraki dönemlerin zam oranının ise gerçekleşen enflasyon oranına göre belirlenmesi öneriliyor.
Türk İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, yapılacak değerlendirmelerin çok önemli olduğunu vurgulayarak, sürecin ciddiyetine dikkat çekti. Kamu işçileri, hükümetin sunduğu tekliflerin yeterli olup olmadığı konusunda tedirginlik taşırken, artan enflasyon karşısında geçim sıkıntısı çeken işçilerin talepleri de dikkate alınıyor.
Hükümet tarafından yapılan ilk teklif, 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 16, ikinci altı ayı için yüzde 8 zam ve 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 7, ikinci altı ayı için ise yüzde 5 zam önerisinde bulunmakta idi. Ancak sendikalar bu teklifi yetersiz buldu ve daha fazla artış talep etti. Onların talepleri doğrultusunda, hükümetin kapıyı aralayan ikinci teklifi, 2025 yılının ilk altı ayı için yüzde 17 ve ikinci altı ayı için yüzde 10 zam önerileriyle geldi. Ancak, 2026 yılına ait zam oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı görüldü.
Bu teklifler, kamu işçileri arasında rahatsızlık yarattı ve çeşitli sendikalar bir günlük iş bırakma grevini de içeren bir eylem takvimi oluşturmaya karar verdi. İşçiler, bu eylemlerle hem işveren hem de hükümet nezdinde seslerini duyurmayı hedefliyor. Çıkan bu gelişmeler, kamu işçileri arasında birleşme ve dayanışmanın artmasına vesile olurken, taleplerinin karşılanması adına üzerlerinde bir baskı unsurunu da barındırmakta.
Kamu işçileri için bu süreçler, sadece bir toplu iş sözleşmesi müzakeresi olmaktan çok, yaşam standartlarının korunması için bir mücadele haline dönüşmüş durumda. Yüksek enflasyon, artan yaşam giderleri ve geçim sıkıntısı, bu sürecin öncelikli gündem maddeleri arasında. Bu çerçevede, kamu işçilerinin talepleri ve hükümetin politikaları arasındaki denge, gelecek dönemde kamu iş gücünün yönelik memnuniyet seviyesini belirleyecek kritik unsurlar arasında yer almakta.
Sonuç olarak, kamu işçileri ve hükümet arasında yaşanan bu zam müzakereleri, toplumsal huzur ve iş barışı açısından büyük bir öneme sahip. Her iki tarafın beklentileri arasındaki farklılık, ileriki günlerde nasıl bir çözüm yolu izleneceği konusunda kararsızlık yaratıyor ve bu durum, kamu işçilerinin geleceklerini doğrudan etkileyen bir mesele olarak öne çıkıyor.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
4061 kez okundu