0

BEĞENDİM

0

Kalp ve Sinir Sistemi Üzerine Yeni Keşifler

Uzun bir süre boyunca kalbin, yalnızca beyinden gelen sinyallerle kontrol edildiği düşünülüyordu. Kalp duvarının yüzeysel katmanlarına gömülü olan kalbin sinir ağı, çoğunlukla basit bir yapı olarak kabul ediliyordu. Ancak son araştırmalar, kalbin sinir sisteminin bu düşünceden çok daha karmaşık ve gelişmiş bir fonksiyona sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Bu konuda yürütülen çalışma, zebra balığı üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmanın başındaki isim, Konstantinos Ampatzis; “Bu ‘küçük beyin’, beynin hareket ve nefes alma gibi ritmik işlevleri düzenlemesine benzer şekilde, kalp atışını sürdüren ve kontrol eden önemli bir role sahip.” diyerek bulgularını değerlendirmiştir. Ampatzis, kalbin içindeki sinir sisteminin karmaşıklığına dikkat çekerek, “Bu sistemi daha iyi anlamak, kalp hastalıklarına yeni bakış açılarına yol açabilir ve aritmi gibi hastalıklar için yeni tedavi yollarının geliştirilmesine yardımcı olabilir.” şeklinde ekledi.

İnsan kalp atış hızı ve genel kalp fonksiyonuyla benzerlikler gösteren zebra balığı modeli, araştırmacılara kalpteki nöronların kompozisyonunu, organizasyonunu ve fonksiyonunu haritalandırmak için olanak sağladı. Çalışma sırasında kullanılan yöntemler arasında tek hücreli RNA dizilimi, anatomik analizler ve elektrofizyolojik teknikler yer aldı. Bu yöntemler, kalp sinir sisteminin karmaşıklığını ve fonksiyonel bağlılıklarını açığa çıkardı.

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Okay Abacı da araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi. Abacı, “Bu keşif, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları için yeni tedavi yöntemlerinin önünü açabilir. Geçmişte kalp, yalnızca beyin tarafından gönderilen sinyallerle yönlendiriliyor olarak düşünülüyordu. Ancak yapılan yeni araştırmalar, kalbin ritmini düzenleyen karmaşık bir sinirsel yapıya sahip olduğunu ve bu yapının beynin kontrolünden bağımsız çalışabildiğini göstermektedir.” dedi.

Kalbin sinir sistemi, kalp atışlarını düzenleyen ve uyumlu bir şekilde kasılmasını sağlayan bir elektriksel ağdan oluşur. Bu ağ, sinüs düğümü, atrioventriküler düğüm (AV düğümü) ve His demetini içerir. Kalp ritmini kontrol eden bu sinirsel ağ, sadece kalbin işleyişini düzenlemekle kalmaz, aynı zamanda vücudun diğer organlarıyla uyum içinde çalışmasını da sağlar.

Prof. Dr. Abacı, zebra balığı üzerindeki araştırmaların insan kalbi ile benzer sonuçlar verdiğini aktardı. Bu durum, insan kalp hastalıkları hakkında daha derinlemesine bilgi sağlayacak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Balık gibi model organizmalar, kalp hastalıklarının tedavisinde önemli araçlar sunma potansiyeline sahiptir.

Kalbin sinir sisteminde yaşanacak herhangi bir bozulmanın, ritim bozukluklarına yol açabileceği konusunda da uyarılarda bulunan Abacı, “Bu bozukluklar, kalbin verimli çalışmasını tehdit edebilir ve daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Sinirsel ağdaki bu tür bozulmalar, kalbin aşırı hızlı (taşikardi) ya da aşırı yavaş (bradikardi) çalışmasına yol açabilir.” dedikten sonra, uzun vadede bu tür müdahalelerin kalp yetmezliğine kadar varabilecek daha büyük sağlık problemlerine yol açabileceğini ifade etti.

Kalbin sinir sistemi üzerine yapılan bu keşfin, kalp hastalıkları ve ritim bozuklukları gibi sağlık sorunlarının tedavisinde yeni stratejilerin geliştirilmesine olanak tanıyacağını belirten Prof. Dr. Abacı, “Bu keşif, kalp sağlığı alanında önemli bir dönüm noktası olabilir.” diyerek gelecekteki tedavi yöntemlerinin kalbin sinirsel ağını hedef alacağını ifade etti.

Son olarak, Prof. Dr