Doğu Roma İmparatoru Justinianus tarafından MS 562 tarihinde yaptırılan Justinianus Köprüsü, inşa edildiği dönemin en önemli yapılarından biridir. Bu köprü, Ayasofya Camii ile yaşıt olması ve mimari özellikleriyle dikkat çekmektedir. 12 kemer gözünden oluşan köprü, halk arasında Beşköprü olarak da anılmaktadır. 2018 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan bu tarihi yapı, hem mimarisi hem de geçmişiyle toplumun ilgisini çekmektedir. Bazı uzmanlar, köprünün Boğaziçi yerine Anadolu’ya geçiş için bir kanal projesinin parçası olduğuna dair iddialar ortaya atmaktadır; ancak bu konuda kesin bir bilgi henüz mevcut değildir.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. M. Alper Cantimer, köprü hakkında yaptığı açıklamada, “Justinian döneminin önemli eserlerinden biri olan bu köprü, günümüze kadar ulaşan çok sayıda farklı görüşün kaynağıdır” demektedir. Cantimer’e göre, köprünün manzarası ile içerisindeki yapının uyumsuzluğu, köprünün daha fazla araştırmaya ihtiyacı olduğunu gösteriyor. 2019 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan yenileme çalışmaları devam etmektedir ve bu köprü hem mimari hem de tarihi açıdan önemli bir yapı olarak öne çıkmaktadır.
Justinianus Köprüsü’nün yapım tarihi 6. yüzyıldır ve bu yüzden Ayasofya ile çağdaş bir yapı olarak değerlendirilmektedir. Cantimer, köprünün geçmişine ışık tutacak olan tarihçiler arasında, 13. yüzyılda burayı deniz liman köprüsü olarak tanımlayan Pachymeres’in ve 9 ile 12. yüzyıl arasında köprüyü Beşköprü olarak kulağa getirilen Bizans tarihçilerin yer aldığını belirtmektedir. Günümüzde köprünün yapım amacı ve işlevi konusunda hâlâ net bir bilgiye sahip olmadığımızı vurgulayan Cantimer, “Köprünün 429 metre uzunluğunda, yaklaşık 10 metre genişliğinde ve 12 kemerden oluştuğu biliniyor. Ancak Beşköprü isminin köprünün yapısındaki beşli sistemden mi yoksa beş yaydan oluşmasından mı kaynaklandığı üzerine hâlâ tartışmalar sürmekte” diye ekliyor.
Köprünün güney cephesinde yapılan restorasyon kazılarında bir sarnıç ve hamam yapısı ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, köprünün doğusunda demiryolunun yanında bir hamam ya da kilise kalıntıları olduğu da saptanmıştır. Bu durum, köprünün daha önce görülmemiş özelliklerini gün yüzüne çıkaracak ve bölgedeki tarihsel değeri artıracaktır. Cantimer, köprünün bulunduğu coğrafyayla bir bütünlük sağladığını fakat aynı zamanda Anadolu’daki en değerli Roma yapılarından biri olduğunu vurgulamaktadır.
2019 yılından bu yana devam eden restorasyon süreci, bu bölgenin tarihi değerinin artmasına katkıda bulunacaktır. “Eğer burası bir deniz limanının bir parçasıysa, Adapazarı kelimesi anlam kazanacak” diyen Cantimer, Sapanca Gölü’nden Çark Deresi’ne kadar uzanan tarihi yolun da geçmişten günümüze nasıl bir ticaret merkezi oluşturduğuna dair ipuçları sunduğunu ifade etti. “Köprünün tamamlanmasıyla birlikte, 2025 yılı itibariyle aktif hale geleceği ve birçok tarihsel unsurun gün yüzüne çıkacağına dair bazı duyumlar aldım” şeklinde önemli bir değerlendirme yaptı.
Tüm bu bilgiler ışığında, Justinianus Köprüsü yalnızca bir mühendislik harik