İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan detaylı bir raporda, toplamda 160 kişinin ifadesine başvurulduğu ve 1046 belgeye dayalı bir soruşturma dosyasının hazırlandığı belirtildi. Bu rapor çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve onun iştirakleri ile ilgili birçok kişi hakkında işlem yapılmaya başlandı.
Soruşturmayı yöneten Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Uğur Kılıç’ın geçmişteki siyasi pozisyonları ve görevleri dikkate değerdir ve bu durum, kamuoyunda çeşitli tartışmalara yol açmaktadır.
2002 Türkiye genel seçimlerinde, Mehmet Uğur Kılıç, Doğru Yol Partisi (DYP) tarafından Gaziantep 5. sıra milletvekili adayı olarak gösterilmişti. Aynı seçimde, Süleyman Soylu ise İstanbul 2. Bölge’den 3. sıradan aday olarak gösterilmişti. Her iki isim de o dönemde DYP çatısı altında aktif siyasete katılırlardı.
Bu bağlantının ortaya çıkması, operasyonun siyasi bir arka planı olup olmadığı hakkında kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Mehmet Uğur Kılıç, 2019 yılında emekli olmasına rağmen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı ile Mülkiye Başmüfettişliği görevine geri döndü. Kılıç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen “Kanal İstanbul afişleri” soruşturmasında da müfettiş olarak görev almış, bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında inceleme başlatmıştı.
İzmir’deki operasyonun ardından, müfettiş Kılıç’ın geçmişteki siyasi bağlantıları, soruşturmanın tarafsızlığını sorgulayan tartışmalara yol açtı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) çevreleri, söz konusu soruşturmanın “siyasi bir temel üzerinde şekillendiğini” savunurken, hükümete yakın kaynaklar ise süreçlerin “delil temellidir” olduğunu ileri sürdüler. Bu durum, Türkiye’nin siyasi tablosunda derin yansımalar yaratabilecek bir gelişme olarak öne çıkmaktadır.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3859 kez okundu