İzmir’de Yangınlar Sonrası Erozyon Tehlikesi!

0

BEĞENDİM

0

JEOLOJİ Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Koray Çetin Önalan, son bir ayda İzmir’de yaşanan yangınların, 25 bin hektar alanın zarar görmesine neden olduğunu açıkladı. Önalan, “Yağışların artmasıyla birlikte yanan bu alanlarda ciddi erozyon sorunları yaşanacak. Erozyon, oldukça değerli olan bitkisel toprağı kaybetmemize yol açacak. Bu toprak, sellerle birlikte vadilere, ardından da yerleşim merkezlerine ve nihayetinde denize akacak” diye belirtti.

Türkiye genelinde yaz aylarıyla birlikte artan orman yangınları, hem doğa hem de insan yaşamı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Yangın sonrası yağışların getirdiği erozyon, sel ve heyelan gibi ikinci afetler, dikkate alınması gereken risk faktörleri arasında yer alıyor. Yangın mevsiminin ortasında olduğumuzu vurgulayan Önalan, “Yangın mevsiminin sona ermesine henüz 1.5 ay var. Son 30 gün içinde 80 bin hektardan fazla alan yandı ve bunlardan 25 bin hektarı İzmir bölgesine ait. Bu durum oldukça üzücü. Yangının ikincil sonuçlarını ise kısa, orta ve uzun vadede gözlemleyeceğiz; yağışların artmasıyla birlikte yanan alanlarda önemli bir erozyon tehlikesi mevcut” ifadelerini kullandı.

Önalan, Türkiye’de her yıl erozyonla birlikte Kıbrıs büyüklüğünde bir toprağın yok olduğunu belirterek, “Ağaçlar ve ormanlar, erozyonu önlemede en etkili unsurlardır. Ormanlar ortadan kalktığında topraklar korumasız kalmakta ve erozyona uğramaktadır. Ormanlar, yağmurların etkisini azaltıcı bir rol üstlenmektedir. Eğer ormanı yok ederseniz, yağmur suları doğrudan vadilere akmakta; bu da yerleşim alanlarında ciddi bir sel tehlikesi oluşturmakta” şeklinde konuştu.

Kısa, orta ve uzun vadede gerekli önlemler alınmadığında, yanan orman alanlarında ciddi seller ve toprak kayıpları ile karşılaşılacağını vurgulayan Önalan, “Bazı bölgelerde jeolojik koşullar ve topografik eğimler heyelanlara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, ‘sadece orman yandı’ olarak değerlendirmek de doğru değil. Ödemiş, Seferihisar gibi bölgelerde, yanan her alanda erozyon riski mevcuttur. Erozyonla birlikte değerli bitkisel toprak kaybına uğrayacağız. Topraklarımız, sellerle birlikte vadilere akacak ve daha sonra denize ulaşacaktır” ifadelerini kullandı.

Önalan, ülke genelinde afet planlamasının eksik olduğunu belirterek, “Afet riski taşıyan alanlar imara açılmış durumda. Buna bir son vermeliyiz. Eğer bir yer imara açılacaksa, o bölge için detaylı etütler yapılmalıdır. Bu tedbirleri almazsak, ikincil afetlerle karşı karşıya kalabiliriz. Yangın sonrası, yanan bölgelerde öne çıkan etütler yapılmalı; yerleşmeye uygun alan değilse, bu bölgeler kesinlikle yerleşim dışı bırakılmalıdır. Aksi takdirde, yanan bir alanda yeniden inşa yapıldığında 10 yıl içinde tekrar yanma riski ile karşılaşabiliriz. Yanan alanlar imara açıldığında, elimizde ne orman ne de kültürel varlık kalır” dedi.

Sonuç olarak, “Yangına komşu olan yerleşim alanlarına bir daha imar izni verilmemelidir” diyen Önalan, “İlçe merkezine kadar yangın ilerlemesine karşın, merkezi tamamen taşımayı düşünmüyoruz. Ancak ormanların içinde kalan yerleşim alanlarına imar izni verilmemelidir. Bu alanlara özgü endemik ağaçlar dikilerek, orman alanı olarak kalması sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.