İzmir’de yaşanan kuraklık sorunu, Türkiye genelindeki kışlık tarım ürünleri için büyük bir tehdit oluşturuyor. Türkiye’nin tarımında önemli bir yere sahip olan İzmir, Barajlardaki suyun yüzde 75’inin tarımda kullanıldığını vurgulayan Prof. Dr. Doğan Yaşar, “İzmir, bugün Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60 kışlık sebzesinin sağlandığı yer. Üç günde bir duş alırsın, sorun değil ama tarım çok önemli. Tarımda suyumuz kalmadı. Çok acil tedbirler almamız şart” şeklinde ifade etti.
Sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesi, İzmir’de ciddi bir kuraklık tehlikesini de beraberinde getirdi. Özellikle kentin en büyük su rezervi olan Tahtalı Barajı’nın su seviyesi yüzde 8 gibi kritik bir seviyeye geriledi. Bu durum, İzmir’de planlı su kesintilerinin yapılacağını da gündeme getirdi. Yetkililer, suyun tasarruflu kullanılmasına yönelik çağrılar yaparken, uzmanlar içme suyundan ziyade tarımsal sulama açısından yaşanan sorunun daha büyük olduğunu dile getiriyor.
Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’de yaşanan bu kuraklık durumunun yıllar öncesinden öngörüldüğünü belirterek, “Çok uzun yıllar önce de söyledik. 2020 yılında da demiştim ki ‘Bakın, kuraklık geliyor; su için B ve C planlarını yapalım.’ Şimdi kuraklıktan bahsedince insanların aklına hemen kullanma suyu geliyor. Ama benim için kullanma suyu önemli değil. Üç günde bir duş alırsın, üç günde bir su gelir, yeter. Ama tarım çok önemlidir. Tarımda suyumuz kalmadı. Asıl sorunumuz burada. Şu anda yalnızca İzmir değil, bütün Batı Anadolu’da barajlar boş. Hem kullanma suyu barajları hem tarım hem de enerji barajları boş durumda.” dedi. Bu nedenle, tarımda ciddi bir risk yaşandığını belirten Yaşar, “Suları çok dikkatli kullanmamız gerekiyor. Çok acil tedbirler almamız şart” ifadelerini kullandı.
İzmir’in kişi başı su tüketimi Türkiye ortalamasının oldukça altında kalırken, Prof. Dr. Yaşar, “İzmir’in kişi başı yıllık su potansiyeli 600 metre küp. Türkiye ortalaması ise 1.340-1.400 metre küp civarındadır. Su fakirliği sınırı 1.000 metre küp. Bu da demek oluyor ki, İzmir fakir değil, su açısından fakirlerin de fakiridir. Bu nedenle suyun çok dikkatli kullanılması gereken en önemli illerden biridir.” şeklinde açıklamalarda bulundu. Asıl sorunun tarımda ve enerjide yaşanan su sıkıntısının olduğunu dile getirdi.
Yaşar, baraj projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Yapılabilecek her yere baraj yapılmalıdır. Örneğin, Çamlı Barajı hala altın madeni nedeniyle bekletiliyor. Oysa orası 300 bin kişiye su sağlayacak bir barajdır. Yer altı barajları ve göletler de yapılmalıdır.” şeklinde önerilerde bulundu.
Prof. Dr. Doğan Yaşar, geçmişte yaşanan kuraklıkların ardından her zaman bol yağmur geldiğine dikkat çekerek, “Eylül’den sonra biraz yağış bekliyorum. Hatta güzel bir yağış bekliyorum. Çünkü her sert kurak dönemin ardından güzel bir yağışlı dönem gelir. Örneğin 2008 yılı son 60 yılın en kurak yıllarından biriydi. 2009 ise son 100 yılın en yağışlı yıllarından biri oldu. Doğa kendini dengeler. Doğada rastgelelik yoktur.” dedi. Uzun vadede yağışların fazla değişmediğini vurgulayan Yaşar, “Şu an kuraklık yaşanıyorsa, son 2-3 yılın ardından yağışlı bir dönemin gelmesini beklemek doğaldır.” diyerek sözlerini tamamladı. – İZMİR