İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Kesintileri Başlıyor!
611 okunma

İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Kesintileri Başlıyor!

Ağustos 6, 2025 13:45
İzmir’de Kuraklık Alarmı: Su Kesintileri Başlıyor!
0

BEĞENDİM

İzmir, sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesiyle birlikte ciddi bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya kalmış durumda. Bu kuraklık, özellikle kentin en büyük su rezervi olan Tahtalı Barajı üzerinde derin bir etki yaratmış; barajdaki su seviyesi, alarm verici bir şekilde yüzde 8 düzeyine kadar gerilemiştir. Yetkililer, bu su kıtlığından ötürü İzmir genelinde planlı su kesintileri uygulamak zorunda kalacak. Su kaynaklarının tasarruflu kullanımı konusunda halkı bilgilendiren yetkililer, uzmanların uyarılarını da dikkate alarak, içme suyunun yanı sıra tarımsal sulamalar için de büyük bir riskin söz konusu olduğunu vurguluyorlar.

Prof. Dr. Doğan Yaşar, Türkiye Bilimler Akademisi Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi olarak, İzmir’deki kuraklığın önceden tahmin edildiğini belirtiyor. “Çok uzun yıllar önce de söyledik. 2020 yılında da demiştim ki ‘Bakın, kuraklık geliyor; su için B ve C planlarını yapalım'” diyerek, insanların genellikle içme suyu sıkıntısını öne çıkardığını ancak asıl sorunun tarım suyu olduğuna dikkat çekmekte. “İzmir, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 60 kışlık sebzesinin sağlandığı yer. Bu nedenle suyu çok dikkatli kullanmamız gerekiyor.” diyerek, İzmir genelinde alınması gereken acil tedbirlerin altını çiziyor.

Prof. Dr. Yaşar, “İzmir su fakiri” ifadesini kullanarak, İzmir’deki kişi başı su tüketiminin Türkiye ortalamasının altında olduğunu vurguluyor. İzmir’in kişi başı yıllık su potansiyelinin 600 metre küp olduğunu, Türkiye ortalamasının ise 1.340-1.400 metre küp civarında seyrettiğini dile getiriyor. Su fakirliği sınırının 1.000 metre küp olduğunu belirterek, İzmir’in su açısından “fakirlerin de fakiri” olduğunu ifade ediyor. Yaslar, “Bugünkü içme suyu sorunu benim için büyük bir sorun değil. Asıl sorun tarımda ve enerjideki sudur.” diyerek, hemen her yere baraj yapılması gerektiğini, örneğin Çamlı Barajı’nın altın madeni nedeniyle bekletildiğini ve bu barajın 300 bin kişiye su sağlayabileceğini ekliyor.

Yaşar, geçmişte yaşanan kuraklıkların ardından her zaman bol yağış dönemlerinin geldiğini belirterek, “Eylül’den sonra biraz yağış bekliyorum. Hatta güzel bir yağış bekliyorum.” ifadesini kullanıyor. Özellikle 2008 yılının son 60 yılın en kurak yıllarından biri olduğunu, ardından gelen 2009 yılının ise son 100 yılın en yağışlı yıllarından biri olduğunu vurgulayan Yaşar, doğanın kendini dengelediği gerçeğini hatırlatıyor. “Doğada rastgelelik yoktur. Örneğin 1970-1979 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte ortalama yağış miktarı 609 kg’dır. 2010-2019 arasındaki süreçte ise bu miktar 630 kg’dır.” diyerek, uzun vadede yağışların genel olarak fazla değişmeyeceğini ifade ediyor ve şu an yaşanan kuraklıktan sonra yağışlı bir dönemin geleceğini beklemenin doğallığını vurguluyor.

En az 10 karakter gerekli