İzmir’de İşçi Krizi: Tugay Eleştiriliyor!

0

BEĞENDİM

0

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan işçi krizi üzerindeki tartışmalar sürerken, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Parti Grubu’na mensup Meclis Üyesi Dilaver Kişili, Başkan Cemil Tugay’a yönelik eleştirilerde bulundu. Kişili, Büyükşehir Belediyesi’nin işçi krizinin çözülmesi konusunda yaşanan belirsizliklerin, kamuoyuna açıklanmasının gerekliliğini vurguladı. “İşçiyle Karşıyaka’dan bu yana uzlaşamayan Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay, toplu işten çıkarma formülünde ısrarlı görünüyor. Belediyenin mali disiplinini emekçi üstünden sağlama gafleti bir yanda; selefi Soyer’i suçlayarak yapacağı işçi değiş tokuşu operasyonuna kılıf bulma gayreti diğer yanda” ifadelerini kullandı.

Kişili, Başkan Tugay’ın 23 binin üzerinde belediye çalışanını etkileyebilecek olan bir grev hakkında duyarsız kaldığını belirterek, “Başkan Tugay, işçisinin sırtına bu grevin sonuçlarını yükleyerek halkı kışkırtıyor” dedi. Kişili, Tugay’ın son bir yılda 2 binin üzerinde işçi alımı yaptığına dikkat çekti ve bunun, selefi Soyer’in işe aldıklarını çıkarma planı çerçevesinde, aslında kendisine daha çok alan açmaya çalışmak olduğunu öne sürdü. Tugay’ın, kendi atadığı bürokratları görevden alma konusunda eleştirilerde bulunduğunu kaydederek, “SGK borçlarını bahane ederek devleti suçluyor” diye belirtti.

Ayrıca Kişili, “Başkan Tugay ne yazık ki; belediyeciliğin abc’sinden bi haber kararlar almakta, açıklamalar yapmakta, ince hesaplar yapmakta, topu taca atmakta ve bir çuval inciri berbat etmekte rakip tanımıyor” diyerek Tugay’ın yönetim tarzını eleştirirken, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sayın Yıldır’ın da açıklamaları ile mevcut sorunlara daha fazla tuz biber eklediğini ifade etti. Kişili, “Yıllardır İzmir’e söz verdikleri, fakat kangrene çevirdikleri körfez temizliği, atık su ve yağmur suyu ayrıştırma çalışmaları için merkezi idareyi işaret ediyorlar. Bunlar sizin işiniz. ‘Yapamadık, yapamıyoruz, yapamayacağız’ deyin olsun bitsin!” diyerek eleştirilerini sürdürdü.

Bu tartışmalar, İzmir’in yerel yönetimleri hakkında daha geniş bir bakış açısı sunarken, işçi krizinin çözüm yollarının nasıl oluşturulması gerektiği konusunda da kamuoyununda çeşitli görüşler oluşturmasına neden olmaktadır. İşçi alımları, mali disiplin ve merkezi idarenin rolü konularında yaşanan belirsizlikler, bu tür eleştirilerin temelini oluşturmakta. Evvel zaman içinde yaşanmış olan bu olaylar, kentte sosyal barışın sağlanması adına ne derece elzem olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Yerel yönetimler, işçilerin haklarını korumakla yükümlüken; aynı zamanda mali istikrarı göz önünde bulundurarak karar verme yükümlülüğüne de sahiptirler.

Dolayısı ile Kişili’nin eleştirileri, sadece bireysel bir görüşün ötesinde; İzmir’deki kamu yönetimi ve işçi ilişkileri açısından önemli bir tartışma başlattığı söylenebilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu gerginlik ve işçi meseleleri, yerel siyasetin geleceği açısından dikkatle izlenmesi gereken bir süreci temsil ediyor.