İzmir Büyükşehir Belediyesi, Genel-İş sendikasının grev çağrısına saygı duyduğunu ancak taleplerin mevcut ekonomik koşullar ve belediyenin kaynaklarıyla örtüşmediğini vurgulayarak bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, grev durumunun toplumsal ve ekonomik bağlamda önemine değinilirken, gerekli mali dengelemenin nasıl sağlanacağına dair kaygılar da dile getirildi.
Belediye tarafından yapılan açıklamada, Genel-İş sendikasının 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren günlük yevmiyenin 763,44 TL’den 2.168,18 TL’ye çıkarılmasını talep ettiği belirtildi. Bu talep, yıllık bazda %184’lük bir artış anlamına geliyor ve sendikanın hedefleri arasında önemli bir yer tutuyor. Genel-İş’in teklifine göre, en düşük aylık net ücret 82 bin TL, en yüksek aylık net ücret ise 94 bin TL olacakken, toplam çalışan maliyeti vergi ve sigorta dahil 154 bin TL olarak hesaplanıyor.
Belediye ise karşı teklifinde, en düşük net ücreti 59 bin TL, en yüksek net ücreti ise 76 bin TL olarak belirlemiş, yıllık toplam maliyeti ise 24 milyar TL olarak öngörmüştür. Sendikanın talepleri doğrultusunda bu maliyetin 32 milyar TL’ye çıkacağı ifade edilerek, bunun belediyenin karşılayabileceği bir yük olmadığı vurgulandı.
Ayrıca, belediye, Genel-İş’in işe devam primi ve sağlık raporu almayan personele teşvik primi talep etmesini de eleştirerek, bu tür uygulamaların çalışma disiplini ve insan sağlığı açısından sakıncalı olduğunu belirtti. Toplamda 53 ayrı kalemde sosyal ve yan hak talebinin bulunduğu, bu talepler arasında kıdem zammı, çocuk yardımı ve sorumluluk zammı gibi ödemelerin de yer aldığı ifade edildi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, grev hakkının yasal bir hak olduğu kabul edilse de, mevcut taleplerin ülke gerçekleri ve belediyenin mali yapısıyla bağdaşmadığı vurgulandı. Belediye şirketlerinin kamu bütçesi ile hizmet verdiği hatırlatılarak, kaynakların dikkatli bir şekilde ve kamu yararı gözetilerek kullanılması gerektiği ifade edildi. Bu bağlamda, çalışanların hak ve taleplerinin oldukça önemli olduğu ancak bu taleplerin gerçekçi bir şekilde ele alınması gerektiği ifade edildi.
Yapılan açıklamanın son kısmında, grev sürecinde hukuki sınırların aşılması durumunda gerekli yasal başvuruların yapılacağını belirtildi. Toplu iş sözleşmesinin tüm tarafların ortak menfaatini gözeterek, verimli bir çalışma ortamı ve sürdürülebilir bir hizmet anlayışıyla sonuçlandırılması gerektiği vurgulandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu açıklamasıyla birlikte gözler, sendikanın ve işçilerin nasıl bir yol izleyeceğine çevrilmiş durumda. Grev ve toplu sözleşme süreçleri, hem işçilerin hakları hem de belediyenin mali yapısı açısından büyük bir önem taşırken, çözüm arayışlarının nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3483 kez okundu