İzmir’de Deprem Riskine Dikkat! Binalar Kontrol Edilmeli

0

BEĞENDİM

0

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, İstanbul’un Silivri ilçesinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından İzmir ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. Depremin ucuz atlatıldığını ve can kaybının olmamasının sevindirici bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Kozanoğlu, depremin Türkiye’nin bir gerçeği olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Kozanoğlu, “Deprem karnemiz iyi değil” ifadesini kullanarak, depremlerden değil, çürük binalardan korkulması gerektiğini vurguladı. İzmir’de yaklaşık 1 milyon bina bulunduğunu ve bunların büyük bir kısmının 11 merkez ilçede yer aldığını belirtti. Kentin yaş ortalaması göz önünde bulundurulduğunda, eski binaların yoğun olduğu bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Eski binaların otomatik olarak çürük binalar ve yıkılacak yapılar anlamına gelmediğini ancak bu binaların mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Kozanoğlu, İzmir’deki binaların neredeyse yarısının 1998 öncesi deprem yönetmeliklerine göre yapıldığını ve bu binaların çoğunun 35-40 yaşında olduğunu aktardı. İlk etapta 150-200 bin binanın acilen kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı.

İzmir’de yaşayan insanların, tadilat ve değişiklik yaparken mühendis desteği almaktan kaçındığını, bu nedenle de risklerin arttığını kaydetti. “Bu kadardan bir şey olmaz” anlayışının, deprem durumlarında ağır yıkımlara ve can kayıplarına yol açabileceğini belirten Kozanoğlu, Kahramanmaraş ve İzmir depremlerinde yıkılan binalardaki hataları örnek gösterdi. Özellikle kolon ve kirişlerle oynama yapmanın ciddiyetine dikkat çekti ve bunun kasten insan öldürmekle aynı olduğunu ifade etti.

“Binadan emin değilseniz, mutlaka kontrol ettirin” diyen Prof. Dr. Kozanoğlu, İzmir’deki kaçak yapı oranının yüzde 35 civarında olduğunu belirtti ve bu oranın yüksek olduğunu ifade etti. İnsanlara, korkup beklemek yerine bilinçlenmeleri gerektiğini hatırlatan Kozanoğlu, kendilerini güvende hissetmeyenlerin binalarını mutlaka kontrol ettirmeleri ve güçlendirme ihtiyacı varsa harekete geçmeleri gerektiğini söyledi. Ayrıca, kentsel dönüşüm için toplumsal bir güç birliği içinde hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

İzmir’in deprem karnesinin pek iyi olmadığını, son olarak 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremin de bu durumu gösterdiğini ifade eden Kozanoğlu, yeni bir felaket yaşanmaması için acil olarak harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Beklediğimiz her gün, geç kalıyoruz” diyerek çağrıda bulundu.

Prof. Dr. Kozanoğlu, vatandaşların bu konuda hassas ve bilinçli davranmaları gerektiğini yineledi. Her fırsatta, “kolon kesmeyin, kirişle oynamayın” gibi uyarılarda bulunmaya devam ettiklerini dile getirdi. Ayrıca, karot testlerinin binayı zayıflatmayacağına, binanın güvenliğinin dışarıdan bakarak veya duvara vurarak anlaşılamayacağına değindi. Bu tür yanlış anlayışların, can güvenliğini tehlikeye attığını dile getirdi.

Son olarak, eklemelerin mimari projede daha önceden belirlenmesi gerektiğini de ifade eden Kozanoğlu, binanın üzerine yapılacak eklentilerin, mühendis hesaplamalarına dayalı olarak yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu hataların sona ermesi gerektiğini belirterek, insan hayatının her şeyden daha değerli olduğunu hatırlattı.