İşçilerden İzmir’de Eylem: Artık Yeter!

0

BEĞENDİM

0

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı çeşitli iştirakler olan İZELMAN, İZENERJİ, İZFAŞ, İZTEK ve Ege Şehir, Temmuz ayında ücretsiz izne çıkarılan ve sosyal haklarını alamayan işçilerin eylemlerine sahne oldu. İşçilerin hakları için sürdürdükleri bu eylemler, İzmir’in önemli alanlarından biri olan Kültürpark’ta yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Pazartesi günü başlayan eylemin beşinci gününde, Genel-İş Sendikası üyesi bir grup işçi ve sendika temsilcisi, Kültürpark 9 Eylül Kapısı önünde bir araya geldi. Burada, haklarını talep etmek amacıyla topluluk, çeşitli sloganlar atarak ve “Şirkete iadeler ve işten çıkarmalar son bulsun, artık yeter” yazılı pankart açarak seslerini yükselttiler. Bu pankart, işçilerin taleplerinin ciddiyetini ve kararlılığını simgeliyor.

Genel-İş İzmir 9 No’lu Şube Başkanı Sedat Kenar, eylemde yaptığı açıklamada, işçilerin sosyal hak ödemelerindeki gecikmelerden yakındı. Kenar, ödemelerin kısa vadede yapılmasını talep ettiklerini vurgulayarak, “Bir an önce ekmeklerimize, işimize geri dönmeyi talep ediyoruz” ifadesini kullandı. Kendilerinin tek bir derdi olduğunu belirten Kenar, bu derdin “aşımız, ekmeğimiz ve onurumuz” olduğunu ifade etti. Devletin işçilere karşı tutumunu eleştiren Kenar, belediyenin 4 gündür bir çağrı yapmadığını, bu nedenle bir masa kurulmasını beklediklerini sözlerine ekledi.

Genel-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal ise, DİSK Genel-İş Toplu Sözleşmeler Daire Başkanı Faruk Saral’ın belediye yönetimi ile bir görüşme gerçekleştireceğini bildirdi. Topal, bu görüşmeden olumlu bir sonuç çıkması hâlinde işçiler olarak eylemlerini sonlandırmayı düşünüyorlar. Bu durum, işçilerin beklentilerini ve ümitlerini yansıtan önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Genel-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Serap Yılmaz, sendika olarak yalnızca kendi üyelerinin değil, Türkiye’nin dört bir yanındaki işçilerin hak mücadelesini desteklediklerini ifade etti. Yılmaz’ın bu açıklamaları, sendikanın genel bir dayanışma stratejisi benimsediğini gösteriyor ve tüm işçilerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguluyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait iştiraklerdeki işçilerin yaşadığı bu sorunlar, işçi hakları ve sosyal adalet konularında tartışmalara neden oluyor. İşçilerin talepleri sadece kendi çalışma şartlarıyla sınırlı kalmayıp, genel olarak Türkiye’deki işçi hareketinin ve sosyal haklar mücadelesinin bir parçası olarak görülüyor. Bu eylemler, sendikaların işçi hakları konusunda daha aktif bir rol oynaması ve işçilerin sosyal hakları için daha fazla kamuoyu yaratması açısından önemli bir dönüm noktası olabilir.