İsrail’in İran’a yönelik düzenlediği hava saldırıları sonucunda, aralarında üst düzey askerler ve bilim insanlarının da bulunduğu birçok İranlı’nın yaşamını yitirdiği, yüzlerce kişinin ise yaralandığı ifade ediliyor. Siyaset Bilimci Dr. Zekiye Seda Sönmez, bu durumun İzmir gibi liman şehirlerini ekonomik olarak ciddi biçimde etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin dışa açık ihracat ekonomisi nedeniyle Orta Doğu pazarındaki belirsizliklerin ticaret hacmini daraltabileceği öngörülüyor.
Sönmez, artan sigorta maliyetleri, kapanabilecek taşımacılık rotaları ve lojistik sorunların İzmir’e ekonomik zarar verebileceğini belirtiyor. Bu bağlamda, İran-İsrail geriliminin yalnızca iki ülkeyi değil, tüm bölge aktörlerini etkileyebileceği vurgulanıyor. Özellikle Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik konumu göz önüne alındığında, bu durumun oldukça karmaşık sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
Zekiye Seda Sönmez, Türkiye’nin NATO üyeliği ile Batı ile olan ilişkilerini korurken, aynı zamanda İran ile de ilişkilerini dengede tutma zorunluluğunu gözler önüne seriyor. Bu iki aktör arasında arabuluculuk rolü oynayarak, Türkiye’nin bölgesel bir güç olma potansiyelini pekiştireceği öngörülüyor. Ancak, sınır güvenliği ve savunma açısından Türkiye’nin daha fazla güvenlik önlemi alması gerektiği de vurgulanmakta.
İzmir açısından da bu gerilimlerin olumsuz sonuçlar doğurabileceği, özellikle turizm gelirlerinin azalmasına neden olabileceği belirtiliyor. Turizm şehri olarak İzmir’in ekonomik yapısına ciddi zararlar verebilecek bu durum, bölgeye olan ilginin azalmasına yol açabilir. İlgili turların ve bölge ticaretinin etkilenmesi, şehrin ekonomik dengelerini bozacak düzeye ulaşabilir.
Toplumda “savaş yorgunluğu” ve endişe duygularının yaygınlaşabileceğini ifade eden Sönmez, bireylerin geleceğe dair kaygılarının artacağını vurguluyor. Bu bağlamda, güvenlik sorunları ve potansiyel çatışmalar, büyük şehirlerde toplumsal huzursuzluk yaratabilir. İkincil bir göç dalgası ile karşı karşıya kalınması durumunda, şehirde sosyal gerilimlerin artabileceği ön görülüyor.
Sönmez, yerel yönetimlerin göç, barınma, sağlık, güvenlik ve toplumsal uyum konularında kapsamlı kriz yönetimi planları oluşturması gerektiğine dikkat çekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin, olası krizlere yönelik senaryolar hazırlaması ve sosyal hizmet ağlarının güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, toplum içindeki gerilimin azaltılması için sosyal politikalar geliştirilmesinin önemine vurgu yapıyor.
İran-İsrail geriliminin ve buna bağlı gelişmelerin sadece uluslararası ilişkileri değil, yerel dinamikleri de etkileyeceği açık. İzmir gibi şehirlerin, bu tür gerilimlerin olumsuz etkilerine karşı hazırlıklı olmasının ve toplumsal huzuru sağlamanın önemli olduğu anlaşılıyor. Bu durum, yerel yönetimlerin sorumluluğu altında, daha etkili ve kapsayıcı bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini ortaya koy
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3731 kez okundu