İmamoğlu, Doğum Gününde Nazım Hikmet’i Andı

0

BEĞENDİM

0

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde geçirdiği doğum gününde, Türk edebiyatının önemli şairlerinden Nazım Hikmet’in “Karıma Mektup” adlı şiirini okudu. İmamoğlu, bu anlamlı anı sosyal medya platformu X üzerinden paylaşamasa da, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi adlı resmi hesabı üzerinden takipçileriyle paylaştı. Videonun üzerine de, “Silivri Cezaevi’nden memleket şairi Nazım Hikmet’e saygı ve özlemle…” notunu düşerek, hem duygusal bir ifade hem de Nazım Hikmet’e olan hayranlığını gösterdi.

Ekrem İmamoğlu’nun paylaştığı Nazım Hikmet’in şiiri, sevgi, özlem ve yaşamın acı gerçeklerini ele alan derin bir duygusal yoğunluk taşıyor. Şiirde yazar, karısına hitaben bir mektup kaleme alarak, ona olan sevgisini ve hayata dair düşüncelerini dile getiriyor. Özellikle, “Başım sızlıyor yüreğim sersem! ‘ diyorsun” gibi satırlarla başlayan şiir, kaybetme korkusunu ve ölümün getirdiği acıyı gözler önüne seriyor. İmamoğlu, bu çerçevede, Nazım Hikmet’in dile getirdiği derin duyguların kendisi için de anlam taşıdığını hissettirmiştir.

Şiirin içeriği, yalnızca kişisel bir sevgi mektubu olmanın ötesinde, tutuklu bir bireyin yaşadığı zorlukları ve onların hissettiği yalnızlık hissini de yansıtıyor. İmamoğlu’nun paylaştığı şiirde, “Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı” gibi dizeler, hem bir sevgi ifadesi hem de yaşamın geçiciliğine dair bir mesaj barındırıyor. Böylece, İmamoğlu, hem kişisel bir sıkıntıyı hem de toplumsal bir durumu vurguluyor.

İmamoğlu’nun bu şiiri paylaşması, onun kişisel hikayesinin ötesinde, Türk edebiyatını ve Nazım Hikmet gibi önemli bir şahsiyeti anma anlamında da çok değerli. Nazım Hikmet’in kelimeleri, kuşkusuz ki birçok insan için derin bir anlam taşımaktadır. “Ölüm bir ipte sallanan bir ölü” dizeleri, İmamoğlu’nun içinde bulunduğu durumu ve genel olarak insanın yaşamındaki belirsizlikleri delice yansıtırken, “Ve unutma ki daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı” gibi ifadeler, umut ve sevgi dolu bir bakış açısını ortaya koyuyor.

Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde paylaştığı bu değerli an, sadece bir doğum günü kutlaması değil, aynı zamanda bir edebi ve duygusal deneyim olarak tarihe geçmiştir. Paylaşılan bu şiir, hem İmamoğlu’nun bireysel yaşamından kesitler sunarken hem de toplumsal bir mesajın iletilmesine olanak tanımaktadır. Nazım Hikmet’in eserleri, her zaman toplumsal hafızayı canlı tutarken, bireysel duygulara da hitap etmeye devam etmektedir.