İBB’ye Operasyon! 25 Kişi Gözaltında

0

BEĞENDİM

0

Türkiye’nin, özellikle büyükşehir belediyeleri üzerindeki siyasi baskılar, son dönemde belirgin bir şekilde artmış durumda. Son olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yeni bir operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyonda, İBB’ye bağlı İSFALT (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanayi ve Ticaret A.Ş.) ve İETT (İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri) ihaleleri ile ilgili bazı ciddi suçlamalar gündeme geldi. Bu gelişmeler, Aziz İhsan Aktaş adlı kişinin ‘etkin pişmanlık’ ifadelerinde bulunduğu iddialarının hemen ardından gerçekleşti.

İstanbul, Antalya, Çanakkale, Trabzon, Bursa ve Giresun gibi çeşitli şehirlerde eş zamanlı düzenlenen operasyonda 25 farklı kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Operasyonda, bu kişilerden 20’si gözaltına alındı. Gözaltına alınanların arasında, İETT Genel Müdürü İrfan Demet’in de bulunduğu belirtiliyor. Bu tür operasyonların, iktidarın yerel yönetimler üzerindeki kontrolünü artırma çabaları olarak değerlendirildiği gözlemleniyor.

Gözaltı kararı verilen isimler arasında dikkat çeken bazı kişiler şunlardır: İETT Genel Müdürü İrfan Demet, Araç Bakım Onarım Daire Başkanı Kazım Taylan Sever, İkitelli Garaj Müdürü Halil İbrahim Kaya, Muhabese Müdürü Ali Haydar Topçu ve Mali İşler Daire Başkanı Şeymus Oral. Bu isimlerin İBB’nin kritik pozisyonlarında bulunması, operasyonun ciddiyetini artırmakta ve kamuoyunda büyük bir yankı uyandırmaktadır.

Nefes gazetesinde yer alan habere göre, gözaltına alınan kişilerin İBB ve bağlı kuruluşları aracılığıyla ihalelerde yasadışı uygulamalar gerçekleştirdiği iddia ediliyor. Bu tür iddialar, Türkiye’nin bazı şehirlerinde iktidar ve muhalefet arasındaki çatışmaların ne denli derinleştiğini açıkça göstermekte. İhaleler üzerindeki baskılamalar, kamu kaynaklarının kullanılmasında şeffaflığa olan ihtiyaçları bir kez daha gündeme getiriyor. Özellikle büyükşehir belediyesi gibi geniş bir kitleye hizmet veren kuruluşlarda, ihalelerde yapılacak her türlü yolsuzluk, kamuoyunda derin bir güvensizlik yaratmaktadır.

Türkiye’deki siyasi iklimde yerel yönetimlerin sürekli bir baskı altına alınması, iktidar tarafından muhalefete yönelik bir strateji olarak algılanmaktadır. Bu tip operasyonlar, sadece ilgili isimleri değil, halka yönelik olumsuz bir etki yaratmakta ve belediyelerin işleyişini de olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye’nin demokrasisi açısından yerel yönetimlerin bağımsızlığı, toplumun her kesimi tarafından önemsenmesi gereken bir konu olmalıdır.

Özellikle İstanbul gibi büyük ve stratejik bir şehirde gerçekleştirilen bu tür operasyonların sonuçları, sadece güncel siyaseti değil, uzun vadede toplumsal yapıyı da etkileyebilecek niteliktedir. Bu nedenle, bu tür gelişmeler, dikkatle takip edilmesi gereken bir durum teşkil etmekte ve kamuoyunun da bu konudaki hassasiyeti her zaman yüksek seviyede olmalıdır.