Soyer, muhtemelen genç bir öğrencinin güvenlik güçleri tarafından yere yatırıldığı ve ezildiği ana ait bir fotoğrafı gördüğünde hissettiği derin duyguları paylaştı. “Telefonuma düştüğü an parmağımı kaydırıp geçemedim. Takılıp kaldım,” sözleriyle bu olayın etkisini ortaya koydu. Bu görüntüyü izlerken yaşadığı sarsıntı ve araştırma yapma isteği, o anın acılı gerçeğini gözleri önünde net bir şekilde canlandırdı. “Ama o ezilme anı bir türlü gözümün önünden gitmiyor,” diyerek yaşadığı travmayı dile getirdi.
Soyer, ismini bilmediği bu gencin özelliklerinden bahsetti: “Muhtemelen 20’li yaşlarda bir öğrenci… En güzel kazağını giyip 1 Mayıs coşkusunu yaşamak için evinden çıkmıştı.” Bu ifadelerle gencin ne kadar umut dolu bir gün geçirmeyi beklediğini vurguladı. Ancak, bacağında ‘çevik kuvvet’ yazanların altında kendisinin bu tür bir zorbalığa maruz kalacağını asla düşünmediğini ifade etti. Bu durumun, umutsuzca hayattan koparılmaya çalışılan genç neslin trajedisinin bir yansıması olduğunu dile getirdi.
Soyer, acı bir fotoğrafın vicdan sahibi olan herkes üzerinde bıraktığı derin izleri vurguladı. “Bu tabloyu hakkedecek ne yapmış olabilir?” şeklindeki sorusu, toplumda büyük bir merak ve endişe yarattı. “Annesi, babası, arkadaşları bu kareyi gördüğünde ne hissetmiştir?” diyerek bu olayın sadece yaşanan bir dram değil, aynı zamanda bir ailenin ve toplumun ruh halinin de yansımaları olduğunu belirtti. “O delikanlı şimdi nerede, sağlığı nasıl? Gözaltına mı alındı?” düşünceleri kafasından çıkmıyordu. Bu sorular, toplumsal bir sorunun ciddiyetini dikkatle sorgulamak gerektiğini ortaya koymakta.
Soyer mesajını şu anlamlı cümlelerle tamamladı: “Bilsinler ki iktidarlar ceberrutlaştıkça sonları yaklaşır.” Bu sözleri ile baskıcı yönetimlerin uzun süre varlıklarını sürdüremeyeceğini, zamanı geldiğinde mutlaka bir değişim olacağına inandığını ifade etti. “Gömerek yok edeceklerini sandıkları şeylerin tohum olduğunu unutanlar, tarihin yönünü değiştiremez.” Bu ifadesiyle ise gücün elinde bulundurulmasının, adaletin ve özgürlüğün önünde bir engel oluşturamayacağını belirtti. Soyer, “Bu ülkeyi mutlaka daha ileri taşıyacağız. Gençlerin bir daha asla ezilmeyecekleri adil ve özgür bir gelecek kuracağız,” diyerek umut dolu bir gelecek inşası için kararlılığını ifade etti. Sonuç olarak, “O nedenle; geçmiş olsun değil delikanlım, gelecek olsun…” diyerek gençlerin hayatta kalma mücadelesinin ve umutlarının önemini vurguladı.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3184 kez okundu