Teknolojik gelişmelerin gazetecilik üzerindeki etkilerini ele alan Prof. Dr. Deniz, mesleğin kamuoyuna bilgilendirme sorumluluğunun önemine vurgu yaptı. Gazetecilik, diğer mesleklerden farklı olarak toplumun ve yurttaşların bilgilendirilmesi için özel bir misyon taşımaktadır. Bu niteliği ile gazetecilik, yüksek manevi tatmin sağlayan bir meslek haline gelir. Prof. Dr. Deniz, gazetecilerin meslek örgütleri ve gazetecilik öğrencileri olarak bu sorumluluğun bilincinde olunması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Deniz, günümüzde yaşanan hızlı teknolojik gelişimlerin gazeteciliği önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Dijitalleşmenin haber üretim pratiklerini değiştirdiğine dikkat çeken Deniz, bu durumun mesleğin geleceğine yönelik kaygıları da beraberinde getirdiğini ifade etti. Ancak, “İyi haberciliğin dijitalleşmeye rağmen varlığını sürdüreceği” inancını taşıdığını dile getirdi. İyi haberciliğin, haber faktörlerini içeren, etik hassasiyeti olan ve teyit için süreci önceden bilgilendiren bir anlayışla gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Gazetecilik mesleği adanmışlık ister” diyen Prof. Dr. Deniz, gazeteciliğin yoğun çalışma temposu ve çeşitli sıkıntılarla dolu bir meslek olduğunu vurguladı. Ekonomik sıkıntılar ve gazeteci olmayanlarla rekabet içinde olmanın zorluklarına rağmen gazeteciliğin, toplumsal fayda sağlama amacına hizmet ettiği için önemli bir meslek olduğunu belirtti. Gazeteciler için bu mesleğin, hayatlarıyla özdeşleşmiş bir idealleri olduğunu ve bu durumun manevi tatmin sağladığını ifade etti. Öğrencilerin bu bölümü tercih etmelerinin nedeninin, bu tatmin duygusu olduğunu söyledi.
Özel bir gün olarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nden bahseden Prof. Dr. Deniz, bu tür günlerin, gazetecilerin yaşadığı zorlukların gündeme gelmesi açısından önemli fırsatlar sunduğunu dile getirdi. Meslek örgütleri, akademisyenler ve gazetecilerin bu sorunları dile getirmesinin; siyasi gündemde tartışılması gerektiğini ifade ederek, tüm gazetecilerin gününü kutladı.
Prof. Dr. Deniz, dijital teknolojilerin okur kavramını da değiştirdiği görüşünde. Geleneksel medyada “okur” terimi, medya metinleri ile etkileşime geçen kişiler için yeterliyken, dijitalleşmeyle birlikte okurun, haberin içeriğine doğrudan müdahale edebildiği bir pozisyona geçtiğini belirtti. Günümüz okurunun hem üretici hem de tüketici konumunda bulunduğunu, bu yüzden okur-kavramının “okur-yazar” şeklinde tanımlanması gerektiğini vurguladı.
Ancak, dijital gazetecilikte hızın, haberciliğe zarar verdiğini de ifade etti. Sürekli hızın öne çıktığı dijital kültürde, uzun haberlere olan ilginin azaldığını ve hızlı haber anlayışının yaygınlaştığını belirtti. Bunun sonucunda, “bak-geç” haberciliği gibi türlerin ortaya çıktığını, ancak hala yavaş ve düzgün gazeteciliği tercih eden bir okur kitlesinin var olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Deniz, gazetecilikte yaratıcılığın gerekliliğine temkinli yaklaşıyor. Gazeteciliğin, bilgilendirme işlevinin ön planda olması gerektiğini belirterek, “Bir gazete haberi, toplumu bilgilendirmek üzere tasarlanmış bir araçtır ve yaratıcılık bu süreçte yer almamalıdır” dedi. Yaratıcılığın, yalnızca araştırma haberleri gibi