İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ndeki AK Parti Grup Sözcüsü Uğur İnan Atmaca, İzmir’de 2027’de gerçekleştirilecek olan EXPO projesini eleştirdi. Atmaca, Yeşildere bölgesinin önemli bir kısmının şahıs mülkiyetinde olması sebebiyle yer seçimine ve projeye Cumhur İttifakı olarak itiraz ettiklerini belirtti. Ayrıca, bazı hak sahiplerinin uzlaşıya yanaşmaması nedeniyle İzmir Büyükşehir Belediyesi (İZBB) kamulaştırma davası açmak zorunda kaldığını ifade etti. Bu durumun Cumhur İttifakı’nın öngörülerinin ne kadar gerçekçi olduğunu gözler önüne serdiğini savundu.
Atmaca, İZBB Başkanı Cemil Tugay’ın EXPO 2027 için tarih olarak 2027’yi, konum olarak Çakalburnu Lagünü’nü belirlediğini ve projenin “B” sınıfından “C” sınıfına düşürüldüğünü, bunun yanı sıra “TEK SAĞLIK” temasıyla bir tanıtım toplantısı gerçekleştirildiğini aktardı. Ancak, su sorunu nedeniyle ekosistemin ve EXPO 2027 projesinin sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığını vurguladı. Ayrıca İzmir’in 2005 yılında ev sahipliği yaptığı Universiad organizasyonunun üzerinden 22 yıl geçtikten sonra uluslararası yeni bir organizasyona ev sahipliği yapacak olmasını takdirle karşıladıklarını, fakat yer seçiminin yanlış olduğunu düşündüklerini belirtti.
Uğur İnan Atmaca, İzmir’in daha önceki EXPO adaylıklarının başarısızlıkla sonuçlandığını ifade ederek, 2026 yılında yapılacak olan Uluslararası Bahçe Bitkileri EXPO’sunun (Botanik EXPO) “Uyum İçinde Yaşamak” ana temasıyla planlandığını hatırlattı. EXPO 2026’nın yerinin de Yeşildere olarak belirlendiğini ve bu alanın büyük bir kısmının şahıs mülkiyetine ait olması nedeniyle Cumhur İttifakı olarak bu duruma itiraz ettiklerini yineledi. Kamulaştırma işlemlerinin bazı hak sahiplerinin uzlaşmaması nedeniyle dava aşamasına geldiğini ve bu durumun projenin zamanında yetişmesine engel olabileceğini ifade etti.
Çakalburnu Lagünü’nün ekosistemine dair yapılan açıklamalarda, lagünün tatlı su ve tuzlu su karışımının oluşturduğu sulak alanın birçok canlı türüne ev sahipliği yaptığı belirtildi. Ancak, 1990’lı yıllarda yapılan moloz döküm çalışmalarının olumsuz etkileri nedeniyle lagünün su sirkülasyonunun kesildiği ve tatlı su kaynaklarının engellendiği aktarıldı. Su seviyesinin düşmesi, lagünün bataklık olma yolunda ilerlemesine yol açarak, tuzlanma gibi sorunları da beraberinde getirdi. Bu durum 2006 yılında kurulan kent ormanındaki ağaçların bile zarar görmesine yol açtı.
Atmaca, yapılan EXPO 2027 projesinin su yoksunluğu nedeniyle sürdürülebilir olmadığını, bu durumun organizasyonun başarılı bir şekilde gerçekleştirilemeyeceğini gösterdiğini belirtti. Ayrıca, EXPO organizasyonunun sadece kısa süreli olmayıp, kente değer katması ve sürdürülebilir olması gerektiğini ifade ederek, su sirkülasyonunun sağlanması hususunda gerekli önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizdi.
“EXPO 2027” projesinin C sınıfına düşürülmesi, İzmir için önemli bir zafiyet olarak değerlendirildi. Avrupa’daki birçok şehirden önce Gaziemir’de kurulu olan 323 yıllık botanik bahçesinin proje içerisinde ön plana çıkarılmasının önemine dikkat çekildi. Projenin doğasına uygun düzenlemelerin yapılması gerekliliği ifade edilirken, mevcut otopark düzenlemelerinin de yetersiz olduğu kaydedildi. Yangın, deprem gibi durumlar için gerekli altyapıların oluşturulması gerektiği aktarılarak, deniz ulaşımı ile ilgili eksikliklerin de giderilmesi gerektiği vurgulandı.
Sonuç olarak, Atmaca EXPO 2027’nin “TEK SAĞLIK” temasıyla birlikte
1
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
5641 kez okundu
2
Fidan: Afrika ile İş Birliği İle Geleceği Şekillendiriyoruz
5613 kez okundu
3
Cevdet Yılmaz, İzmir İş Dünyası Buluşması’nda
5611 kez okundu
4
İzmir’de Yaya Üst Geçitleri Hızla Yükseliyor!
5602 kez okundu
5
Köfez Sorunu İçin İzmir’de İşbirliği Çağrısı
5588 kez okundu