İzmir’de yaşanan trajik bir olayda, eski TBMM Başkanvekili Ahmet Fehmi Işıklar’ın eşi Gülay Işıklar, oğlu tarafından vurularak hayatını kaybetti. Bu olay, 20 Nisan günü İzmir’in Foça ilçesinde, Hacıveli Mahallesi’ndeki bir evde meydana geldi. Olayın ardından jandarma ekipleri, duyulan silah sesleri üzerine bölgeye intikal etti.
Olay yerine ulaşan jandarma ekipleri, kontrol ettikleri evde 55 yaşındaki Gülay Işıklar’ın cesedini buldu. Yapılan detaylı incelemelerin ardından, Gülay Işıklar’ın cenazesi Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Elde edilen bilgilere göre, gözaltına alınan çiftin 28 yaşındaki oğlu Can Işıklar, annesini yanlışlıkla vurduğunu ifade etti. Bu durum, olayın detayları açısından oldukça çarpıcı bir gelişme oldu ve toplumda büyük bir üzüntüye neden oldu.
Gülay Işıklar’ın cenazesi, yakınları tarafından teslim alındıktan sonra, Ankara’da bulunan Karşıyaka Mezarlığı’nda yer alan Ahmet Efendi Camii’nde düzenlenen cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze namazının ardından, gözyaşları içinde Gülay Işıklar toprağa verildi. Cenaze törenine katılanlar, Işıklar ailesinin yaşadığı bu acıyı paylaşarak duygusal anlar yaşadılar.
Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın devam ettiği bildirilirken, yaşanan bu üzücü olay, hem aile hem de toplum üzerinde derin bir etki bıraktı. İlgili makamlar, soruşturmanın detaylarına ulaşarak, olayın tüm yönlerini incelemeye kararlıdır.
Ahmet Fehmi Işıklar, Türk siyasi tarihinde önemli bir isim olarak biliniyordu. 18. ve 19. dönem milletvekilliği yapmış olan Işıklar, siyasi kariyeri boyunca birçok önemli görevi üstlendi. Eşi Gülay Işıklar’ın trajik kaybı, sadece ailesini değil, aynı zamanda yakın çevresini ve siyasete olan ilgisi bulunan büyük bir kesimi de derinden etkilemiştir.
Çiftin ocaklarına düşen bu ateş, yalnızca bir kayıp değil, aynı zamanda ailevi bağların sorgulanmasına ve toplumsal olayların değerlendirilmesine de sebep oldu. Can Işıklar’ın annesini vurma ifadesi, olayın nasıl gerçekleştiği ve mücadelesi gereken ailevi sorunlar hakkında pek çok soruyu da gündeme getirdi.
Bu olayın yansımaları, sadece ailenin yakın çevresiyle sınırlı kalmayıp, toplumsal bir meseleyi de ele alır hale geldi. Toplumun, aile içindeki sorunlara ve iletişim eksikliklerine karşı daha duyarlı hale gelmesini sağlayabilecek olan bu olay, aynı zamanda aile içi sorunların gün yüzüne çıkmasına vesile de oluyor.
Özetle, Gülay Işıklar’ın trajik ölümü, hem aileyi hem de toplumu derinden sarsarak, politika ve aile içi dinamikler üzerine yeniden düşünmeye sevk eden bir olay olarak kayıtlara geçecek.