Doç. Dr. Tunç Özdemir, Acıbadem Kent Hastanesi’nde çocuk cerrahisi uzmanı olarak çalışmakta ve çocuklarda görülen kasık fıtığı hakkında önemli bilgiler vermektedir. Özdemir, bu tür fıtıkların doğuştan oluştuğunu belirterek, tanı konulup operasyon kararı alındığında, “fıtık boğulması” tehlikesi nedeniyle beklenmeksizin ameliyat yapılması gerektiğini ifade etmektedir. Özdemir, bebeklerin yaş ve boyutlarına bağlı olarak fıtığın tehlikelerinin arttığını ve bu durumun karın boşluğundan kasığa sarkan organların sıkışması ile ilişkili olduğunu vurgulamaktadır. Bu sıkışma durumu, fıtık boğulması adı altında, çocuğun hayatını tehdit eden ciddi bir durum haline gelebilir. Bu nedenle, fıtık tanısı konulduğunda zaman kaybetmeksizin müdahale edilmesi gerektiği önemle belirtilmektedir.
Çocuklardaki kasık fıtığının, yetişkinlerde görülen fıtıklardan oldukça farklı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özdemir, yetişkinlerdeki fıtıkların genellikle ağır kaldırma ya da karın duvarının zayıflaması gibi nedenlerden kaynaklandığını ancak çocuklarda bu durumun doğuştan geldiğini söylemektedir. Yeni doğmuş bebeklerde bile kasık fıtığının görülebileceğini ifade eden Özdemir, fıtığın karın boşluğundan kasığa sarkan organlarla belirdiğini ve en fazla sağ kasıkta görülürken, sol tarafta ya da iki taraflı olabileceğini belirtmektedir. Özellikle erkek çocuklarında bağırsaklar, kız çocuklarında ise yumurtalıklar fıtığın içinde yer alabilir.
Özdemir’in verdiği istatistiksel bilgilere göre, kasık fıtığı erkek çocuklarda yüzde 5 oranında görülürken, bu oran kız çocuklarında yüzde 2.5’tir. Yani her 20 bebekten birinde bu durumun ortaya çıkması, oldukça dikkate değer bir orandır. Bebekler ne kadar küçükse, fıtık o kadar fazla tehlike yaratmaktadır. Zira organların bu bölgede sıkışması, hayati riskler doğurabilmektedir. Hızlı müdahale edilmediğinde bağırsakların delinmesi ya da yumurtalık kaybı gibi organ hasarlarına yol açabilir. Dolayısıyla, çocuklarda tespit edilen kasık fıtığı operasyona alınmadan evvel zaman kaybedilmemesi gereken bir durumdur. Fıtık bağı gibi geçici çözümler ise durumu daha da kötüleştirebilir.
Fıtığın belirgin bir özelliği, kasıkta meydana gelen şişliğin elle bastırıldığında kaybolmasıdır. Doç. Dr. Özdemir, bebeklerin doğumundan sonra kasıklarında bir şişlik görüldüğünde, bu durumun anne ve babalar tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Eğer şişlik bastırıldığında kayboluyorsa, bu durum fıtık olduğunu güvenilerek gösterir. Aksi takdirde, şişlik bir başka semptoma işaret edebilir; bu durumda mutlaka doktor tarafından değerlendirilmesi önerilmektedir. Özdemir, özellikle kasık bölgesindeki asimetrik farklılıkların belli bir tehlikeyi barındırabileceğini ve fıtık veya inmemiş testis olabileceğini dile getirmiştir.
Bazı yanlış inanışlardan da söz eden Doç. Dr. Özdemir, halk arasında “çocuk çok ağladığı için kasık fıtığı oldu” şeklinde bir yanlış anlama olduğunu belirtmektedir. Gerçekte, ağrısız bir durumda fıtık çıkmaz; daha ziyade, var olan bir fıtık ağlama sırasında belirgin hale gelmektedir. Fıtık ameliyatlarının, günübirlik cerrahi işlemler olduğunu, hastaların kısa sürede taburcu edildiklerini belirten Özdemir, tekrarlama oranının çok düşük olduğunu ifade etmektedir.
Tanı koyulan ve planlanan bir ameliyatın ertelenmesinin risk oluşturan bir durum olduğuna dikkat çeken Özdemir, beklemenin fıtık boğulması riskini artırdığını belirtmektedir. Eğer fıtık boğulursa, durum oldukça ciddi bir hal alır; çünkü o yoksa organların girişi sıkınt