26 Temmuz 2025 Cumartesi
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar, İzmir’de günlerce süren orman yangınları ile mücadele edilmesine neden oldu. Yangınlar, yerleşim alanlarını da tehdit ederek İzmir için hala büyük bir risk oluşturmakta. “İzmir’de Orman Yangını Riskinin Mekânsal Analizi” adlı rapor, İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından hazırlanarak bu tehlikeye dikkat çekmiştir. Raporda, İzmir genelinde artan kuraklık, insan kaynaklı baskılar ve iklim değişikliğinin etkileriyle orman yangınlarının sıklığı ve etkisinin önemli ölçüde arttığı vurgulanmaktadır.
Bu bağlamda, İzmir Planlama Ajansı, il genelinde orman yangınları ile ilgili riskleri mekânsal olarak haritalamak ve önleyici müdahale planlamalarına veri sağlamak amacıyla kapsamlı bir analiz gerçekleştirmiştir. Son yıllarda, Çok Kriterli Karar Analizi (ÇKKA) yöntemleri ve özellikle Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS), orman yangını risk değerlendirmelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile entegre bir biçimde yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Çalışmada, İzmir’e özgü bir orman yangını risk modeli geliştirilmiş ve bu model AHS temelli bir karar destek yapısı ile CBS ortamında uygulanmıştır. Modelde orman örtüsü, eğim, bakı, sıcaklık, nem, rüzgar gibi çevresel faktörlerin yanı sıra, yerleşim alanları ve tarım arazilerine olan yakınlık gibi insan etkili faktörler de değerlendirilmiştir. Her bir parametre, orman yangınına etkisi bakımından incelenip, literatürdeki önceki çalışmalar doğrultusunda ağırlıklandırılarak mekânsal analiz sürecine dahil edilmiştir.
Elde edilen veriler ışığında, nihai orman yangını risk haritası oluşturulmuştur. İzmir’in yüzölçümünün yaklaşık %43’ü orta risk, %33’ü yüksek risk ve %7’si ise çok yüksek risk grubunda yer almaktadır. Riskin yoğunlaştığı bölgeler genellikle kırsal-kentsel geçiş zonlarında, kızılçam ormanlarının bulunduğu eğimli ve sıcak alanlar olarak belirlenmiştir. Ayrıca, insan etkisinin yoğunlaştığı tarım yapılan yerleşim alanları çevreleri de riskli alanlar arasında değerlendirilmiştir.
Haziran 2025’te meydana gelen Mordoğan, Foça (Yeniköy), Gaziemir-Buca ve Seferihisar yangınları gibi olaylara yönelik yapılan karşılaştırmalar sonucunda, bu yangınların büyük oranda modeldeki yüksek risk sınıfları ile örtüştüğü gözlemlenmiştir. Bu çalışma, İzmir özelinde orman yangını önleyici stratejilerin geliştirilmesine, erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesine ve müdahale kapasitesinin artırılmasına yardımcı olacak bir karar destek aracı sunmayı hedeflemektedir.
Yangın riski altındaki yapılaşma alanlarının mekânsal dağılımı da analiz edilmiştir. Oluşturulan yangın risk haritası üzerinden, yangın üretme potansiyeli yüksek olan bölgeler dikkate alınarak 250 metrelik tampon (buffer) alan tanımlanmıştır. Bu “Etki Alanı” olarak adlandırılan bölgeler, yangının ilk etapta yayılabileceği alanlar olarak tarif edilmiştir. Etki alanı içerisinde yer alan yapılar ve kritik altyapı unsurları, CBS ortamında çakıştırılarak analize dahil edilmiştir.
Bu analiz, yangın riski altında olan yapılaşma alanlarının ve altyapı unsurlarının mekânsal dağılımını aydınlatmakla kalmayıp, aynı zamanda yangın riskine karşı en savunmasız alanların önceliklendirilmesine yönelik planlama ve müdahale süreçleri için bir temel sağlamaktadır. Orman yangını risk analizi çalışması, sabit bir harita olmaktan çok dinamik bir süreç olarak yürütülmektedir. Yangın sonrası tespit edilen alanların risk profillerindeki değişim doğr