21 Kasım 2024 Perşembe
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı, 2022 yılında Antik Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Alanı’nda başlattığı kazı çalışmalarına devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla bu kazıların ikinci bölümü 28 Haziran tarihinde 13 işçi ve 2 arkeologun katılımıyla yürütülmeye başlandı. Bu kapsamda, önemli tarihi yapıların ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Kazı çalışmaları, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınan izinle Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü liderliğinde gerçekleştirilmektedir. Bu çalışmalar sırasında, Osmanlı Dönemi’ne ait bir hamam yapısına rastlandı. Hamamın ön kısmında ise tarihsel olarak debbağhane veya tabakhane olarak bilinen bir yapı bulunmuş durumda. Soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve hamamın suyunu sağlayan sarnıç bölümleri simetrik bir dizilimle yerleştirilmiş. Bu alan, 2026 yılına kadar tamamlanması planlanan proje kapsamında Ankara’nın kültürel yaşamına yeniden kazandırılacak.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdür Yardımcısı Umut Alagöz, yapılan kazılarda Osmanlı hamamının tüm bileşenlerinin açığa çıkarıldığını belirtti. Alagöz, bu bölgenin tarih boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şehrin kalbinin attığı bir merkez olduğunu vurgladı. “Burada, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Hatip Çayı’nın kenarında özellikle dericiliğin önemli bir iş kolu haline geldiğini görebiliyoruz” dedi. Bu bağlamda, bulunan hamamın dericilere ait olduğunu düşünülüyor ve bu yapının o dönemdeki debbağhane hamamı olarak kullanıldığı belirtiliyor.
Alagöz, hamam yapısının mimari stilinin Roma yapılarına benzerlik gösterdiğine dikkat çekti. 2024 yılı çalışmalarının oldukça verimli geçtiğini belirten Alagöz, 2022 yılında sondajlarla kısmen açığa çıkardıkları hamam yapısını, bu yılki çalışmalarla tam planıyla görebildiklerini ifade etti. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri boyunca hamam mimarisinin temel unsurları arasında yer alan simetrik planlı odaların bu yapıda da bulunduğu gözlemleniyor.
Hamamda yer alan soğukluk, ılıklık, sıcaklık ve sarnıç bölümlerinin simetrik bir şekilde düzenlenmiş olması, bu yapının Osmanlı Dönemi’ne ait önemli bir değer taşıdığını gösteriyor. Hamamın, yaklaşık 18. ve 19. yüzyıllara kadar kullanılmaya devam ettiği değerlendiriliyor. Alagöz, Roma Tiyatrosu ile birlikte inşa edilecek Arkeopark projesinin Ankara’nın kültürel hayatına büyük katkı sunacağını ve bölgeyi ziyaret edenlerin görsel açıdan memnun kalacaklarını da sözlerine ekledi.
Sonuç olarak, Ankara’daki Antik Roma Tiyatrosu ve çevresindeki kazı çalışmaları, hem arkeolojik hem de kültürel açıdan önemli bir projeyi temsil ediyor. Bu alan, tarihi yapılarla dolu bir merkez olarak hem yerli hem de yabancı turistler için ilgi çekici bir destinasyon haline geleceği öngörülüyor. 2026 yılına kadar sürecek çalışmalar, geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarmaya ve Ankara’nın zengin tarihini güncel kültürel yaşamla bir araya getirmeye devam edecektir.