İzmir Körfezi’nde Balık Ölümleri Gündemde!

0

BEĞENDİM

0

İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen 34. İzmir Balıkçılık Çalışma Grubu Toplantısı, İzmir Körfezi’nde meydana gelen balık ölümlerinin nedenleri ve bu sorunun çözümü için alınması gereken önlemler üzerine yoğunlaştı. Toplantıya, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ege Deniz Bölge Komutanlığı, üniversiteler, İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Birliği ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü gibi çeşitli kurumlardan yetkililer katıldı. Toplantının amacı, İzmir Körfezi’nin korunması için acil olarak atılması gereken adımları tartışmaktı. Uzmanlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmalara destek verilmesi, körfeze yapılan kirli su deşarjlarının önlenmesi, arıtma tesislerinin kapasitesinin artırılması ve Sirkülasyon Kanalı Projesi’nin bir an önce hayata geçirilmesinin önemine dikkat çektiler.

Toplantının başkanlığını yürüten İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Tolga Dinçer’in, İzmir Körfezi’nde yaşanan balık ölümleri ve çevre kirliliği konulu sunumunu dinledi. Prof. Dr. Dinçer, İzmir Körfezi’nin iç kısmının sığ ve kapalı bir ekosisteme sahip olduğunu vurguladı. Bu durumun, su sirkülasyonunun azalması ile birleştiğinde sıcak yaz aylarında suyun daha fazla ısınmasına ve dolayısıyla iç körfezdeki ekosistem üzerindeki stresin artmasına yol açtığını ifade etti. 2000 yılında Büyük Kanal Projesi’nin hayata geçirilmesi ile birlikte körfez ekosisteminde önemli iyileşmeler yaşandığını belirten Dinçer, ancak zamanla nüfus artışına bağlı altyapı sorunlarının bu ilerlemeleri tehdit ettiğini gözler önüne serdi. Yetersiz altyapı nedeniyle uzun süredir Çiğli Arıtma Tesisinden yeterli arıtma yapılmadan deşarj edilen sular, körfezin sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor.

Prof. Dr. Dinçer ayrıca, İzmir İç Körfez’deki olumsuzlukların temel sebebinin aşırı alg üremesi olduğunu belirtti. Bu alg üremesinin, körfeze yüksek miktarda besin girişiyle tetiklendiği belirtildi. Özellikle yaz aylarında sıcaklıkların artması ile suda çözünmüş oksijen miktarının düştüğünü ve bu durumun su canlılarının yaşamını tehdit ettiğini vurguladı. Ancak, yapılan mikrobiyolojik incelemelerde balıklarda hastalığa sebep olacak bakteriyel veya paraziter etkenlerin bulunmadığı kaydedildi.

İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, İzmir körfezinin 1979 yılından beri balık avcılığına kapalı olduğunu hatırlatarak, bu durumun toplu balık ölümlerinin balıkçılık sektörüne olan olumsuz etkilerini artırdığını dile getirdi. Yakın dönemde, körfezde yalnızca sportif amaçlı olta balıkçılığı yapılabildiği, bu durumun da çevresel zararı azaltmak amacıyla düzenlendiği belirtildi. Çakan, bu yasakların ekolojik dengeyi korumak, deniz kirliliğini azaltmak ve su ürünlerini sürdürülebilir kılmak için alındığını ifade etti.

Çakan, İzmir’de gerçekleştirilen balıkçılık faaliyetlerinin çoğunlukla açık deniz avcılığına odaklandığını ve bu durumun tüketici sağlığı için bir tehdit oluşturmadığını vurguladı. Kritik olanın avlanan balıkların menşei olduğunu ifade eden Çakan, kökeni belirsiz olan balıkların satışının yasak olduğunu belirterek, bu yasakların hem tüketici sağlığını korumak hem de sürdürülebilir balıkçılığı teşvik etmek amacı taşıdığını sözlerine ekledi. Böylece deniz ekosisteminin korunması ve yerel balıkçılık sektörünün güvenilirliğinin artırılması hedefleniyor.

Toplantıya İzmir Ticaret Odası’nın Su Ürünleri, Balıkçılık ve Av Malzemeleri Grubu Meslek Komitesi Başkanı Ahmet Gümüş ve Komite Üyesi Mucahit Çevik’in yanı sıra akademisyenler, mühendisler, kurum ve sektör temsilcileri katılım gösterdi. İzmir’deki bu gelişmeler, bölgenin ekosistemini korumaya yönelik ciddi adımların atıldığını ve gelecekte daha sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarının teşvik edileceğini göstermektedir.