Polis Şehidi: Annenin Yürek Burkan İtirafı

0

BEĞENDİM

0

22 Eylül 2024 tarihinde saat 23.00 sıralarında İstanbul’un Ümraniye ilçesine bağlı Ihlamurkuyu Mahallesi’nde, Petrol Yolu Caddesi üzerinde meydana gelen olay, Türkiye’nin gündemini sarsan bir çatışmaya dönüştü. Olayın merkezinde bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti, çeşitli suçlardan 26 adet kaydı bulunan bir gençti. Polis ekipleri, söz konusu şahsı gözaltına almak üzere operasyon gerçekleştirdi. Ancak, Geçti, operasyon sırasında polis memurlarından birinin silahını alarak, hem polislere hem de çevredeki insanlara ateş açmaya başladı.

Bu süreçte, olay yerinde bulunan polis memurları da karşılık verdi. Çatışma sırasında ağır yaralanan polis memuru Şeyda Yılmaz, hastaneye kaldırıldı. Ancak, tüm müdahalelere rağmen 27 yaşındaki Yılmaz kurtarılamayarak, görev başında şehit oldu. Olayın hemen ardından gözaltına alınan Yunus Emre Geçti, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu tür bir çatışmanın neden olduğu trajedi, sadece güvenlik güçleri için değil, toplum için de ciddi bir üzüntü kaynağı haline geldi.

Olayın ardından, olayın şüphelisinin annesi Pınar Geçti basına açıklamalarda bulundu. Yapmış olduğu açıklamada, “Anne baba çocuğunun o halde olmasını ister mi? Bak ben de yaralıyım. Bir kız çocuğum var. Onun peşindeyim” diyerek, duyduğu acıyı dile getirdi. Ardından, polis memuru Yılmaz’a başsağlığı dileyen Pınar Geçti, “Allah rahmet eylesin. Benim canım yandı. Gerçekten polisimiz ölene kadar ben ölseydim” ifadelerini kullanarak, kendi oğlunun suçlarını ve madde bağımlılığına ilişkin yaşadığı sorunları vurguladı.

Pınar Geçti, gözaltı sırasında yaşananları ve olayın sonuçlarını eleştirirken, “26 suç kaydı olan birinin serbest kalmasını niye engellemediler?” diyerek, devlet yetkililerine seslendi. Oğlunun her zaman madde bağımlısı olduğunu ve bu konuda yetkililere bilgi verdiğini söyleyerek, yaşadığı çaresizliği anlattı. “Bu çocuk madde bağımlısı, bu çocuk madde satıyor, bu çocuk madde kullanıyor” diyerek, yaşadığı olayın sadece kendi çocuğu için değil, toplum için de bir acı olduğunu belirtti.

Olay sonrası yaşadığı acıyı daha da derinleştiren Pınar Geçti, “Keşke, polisimize değil de bana gelseydi, ben öleydim” diyerek, kendisinin de yaralı olduğunu hatırlattı. “Hem topuğumdan hem bacağımdan yaralandım” sözleriyle yaşadığı fiziksel zorluklara dikkat çekti. Acılı anne, yaşananların ardından şehit polisin ailesine yardım etmek istediğini belirterek, “Ailesine de Allah sabır versin. Gerekirse ailesinin yanına da gitmeyi düşünüyorum” dedi.

Bu olay, hem güvenlik güçlerinin yaşadığı zorlukları hem de madde bağımlılığının yarattığı sosyal sorunları gözler önüne sererken, toplumda bir tartışma başlattı. Olay sonucu hem bir polis memurunun canı hem de bir ailenin geleceği kararı etkileyen trajediler, herkes için ders niteliğinde bir durum oluşturdu. Yaşanan bu acı, sadece bir aileyi değil, tüm toplumu derinden etkileyen bir olay olarak hafızalarda yer etti.