İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, deprem konusunda kentteki tüm bileşenlerin ortak aklı harekete geçirmesinin önemine vurgu yaptı. Tugay, “İklim kriziyle mücadele ederken ve deprem hazırlıkları yaparken siyasetten ve kurumsal ayrışmalardan uzak durmalıyız. İş birliği ile çok daha hızlı yol alabiliriz” ifadesini kullandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin afetlere karşı dirençliliğini artırmak ve doğayla uyumlu, güvenli yaşam alanları oluşturmak amacıyla Deprem Master Planı çalışmalarına başladı. Bu kapsamda, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “İzmir Deprem Master Planı 24” çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya bilim insanları, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının temsilcileri, belediye bürokratları, belediye meclis üyeleri, ilçe belediye başkanları, milletvekilleri ve siyasi parti temsilcileri katılım gösterdi.
Açılış konuşmasında, Dr. Tugay, çalıştaya olan yoğun ilginin İzmir’de depreme ilişkin duyulan endişeyi gösterdiğini belirtti. İzmir’in dört yıl önce yaşadığı depremi hatırlatan Tugay, “30 Ekim 2020’de yaşanan deprem benim Karşıyaka Belediye Başkanlığı dönemimde gerçekleşti. O günden bugüne pek çok çaba harcandı. Ancak 6 Şubat 2023’te yaşadığımız korkunç deprem sonrasında dirençliliğimizi ne kadar artırdık? Olası bir depremde yaşanacak sorunlara ne kadar hazırlıklıyız?” diye sordu. Yapılması gereken mevzuat değişikliklerinin yapılmadığını, atılması gereken adımların atılmadığını vurgulayarak, “Görünen o ki, yapılanlar yetersiz” dedi.
Başkan Tugay, deprem çalışmaları konusundaki iş birliğinin önemini bir kez daha vurguladı. “Bu ülke artık siyaset üzerinden ayrışma hatasından vazgeçmelidir. İşlerimizi daha hızlı ilerletebilmek için iş birliği yapmalıyız. Karşıyaka Belediyesi olarak dört yıl önce mevcuttaki yanlış ve eksik mevzuatlar hakkında önerilerde bulunduk. Ancak hala bir şeyler değişmedi” şeklinde düşüncelerini dile getirdi. Türkiye’nin deprem riski taşıyan bir ülke olduğunu belirten Tugay, mevcut mevzuatın yetersiz kaldığını ifade etti. Özellikle deprem riskini göz ardı eden bir anlayışla yönetilmeyi hak etmediklerini savundu. “(…) Betonarme yapıları sağlam olan binaların sakinleri, binalarının güçsüz olduğuna dair bilgiye sahip değiller. Bize düşen, halkı bilinçlendirmektir” dedi.
2020 İzmir depremi sonrası uygulanan emsal artışlarının da yanlış bir uygulama olduğunu belirten Tugay, “Ağır ve orta hasarlı binalara yapılan emsal artışı, doğru bir yaklaşım değildi. Bu yanlış uygulama, özellikle bozuk zemin üzerinde yer alan binaların risklerini artırmıştır.” diyerek, halkı bu konuda bilinçli olmaya davet etti. Tugay, yapılan hataların farkında olmaları gerektiğini vurgulayarak, “Olası bir depremde binalar yıkılacaksa, bu durum bizim açıklayamayacağımız bir sorun haline gelecektir.” dedi.
Ayrıca, Deprem Master Planı çalışmasının önemine de dikkat çekti. Gelişmelerin sadece bir revizyon değil, tamamen yeni bir master plan hazırlığı olduğunu anlatan Tugay, “1999’dan bu yana İzmir çok değişti. Bu nedenle güncel verilere dayanan yenilikler yapmak şarttır.” şeklinde konuştu. Projeye duyulan ihtiyaç ve duyarlılığın önemini vurgulayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zeki Yıldırım, Deprem Master Planı’nın güncellenmesi için başlayan çalışmalara dair bilgi verdi. Yıldırım, “Bu çalıştay, İzmir için önemli bir başlangıç olacak. Zararlarımızı en az seviyeye indirmek için hazırlıklı olmalıyız” dedi.
Sonuç olarak, İzmir’in gelecekteki depremlere karşı daha dirençli bir şehir olabilmesi için iş birliği, bilinçlenme, mevzuatın güncellenmesi ve halkın katılımı büyük bir önem taşımaktadır. Yapılan bilinçlendirme çalışmaları ve oluşturulacak Master Plan ile olası risklerin azaltılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda, sosyal ve siyasal ayrışmaların önüne geçilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Tugay, “Ekibimize inanın, biz sıradan bir ekip değiliz.” diyerek, herkesi İzmir için el birliği ile çalışmaya davet etti.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3160 kez okundu