Kardeşlere Dolandırıcılık Davasında Tahliye Müjdesi
1454 okunma

Kardeşlere Dolandırıcılık Davasında Tahliye Müjdesi

Eylül 20, 2024 21:53
Kardeşlere Dolandırıcılık Davasında Tahliye Müjdesi
0

BEĞENDİM

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olma suçlarından yargılanan Alisya Bahar Candan ile Gülnihal Çiçek adıyla bilinen Nihal Candan hakkındaki davanın detayları, Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada gün yüzüne çıktı. İki sanığın hapis cezası talepleri, Alisya Bahar Candan için 14 yıldan 44 yıla, Nihal Candan için ise 8 yıldan 24 yıla kadar uzanıyor. Duruşmada, tutuklu sanık Bahar Candan’ın yanı sıra bazı diğer tutuklu sanıklar da hazır bulundu. Duruşmaya katılan tutuksuz sanık Nihal Candan ise dikkat çeken savunmalar yaptı.

Nihal Candan duruşmada, “Bu kadar zaman sonra masum olduğumuz anlaşılmıştır diye düşünüyorum” diyerek beraatini talep etti. Candan, ayrıca kardeşi Bahar’ın tahliyesini istedi ve kendi telefonunun iadesini talep etti. Candan bu savunmasını yaparken, mahkemeye duyduğu güveni dile getirerek “Teşekkür ederim” ifadesini kullandı. Sanıkların savunmalarının ardından, mahkeme heyeti duruşmaya yaklaşık bir saat ara verdi. Ara kararında, Bahar Candan ile birlikte 6 sanığın tutukluluğunun devam etmeyeceğine, ancak yurt dışına çıkma yasağı şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar verildi.

Tahliye kararını duyan Nihal Candan, sevinçle yakınlarını aradı. Kardeşinin tahliyesine ilişkin mutluluğunu dile getirirken, “İlahi adalete çok güveniyorum” ifadesini kullandı. Candan, stajının iptal edilmesinin mesleğine dair hayal kırıklığı yarattığını da belirtti. “Kardeşinize ilk ne söylemek istersiniz?” sorusuna, “Yaz meyvesi tadında dondurma gibisin Bahar” diye yanıtladı. Nihal Candan, ayrıca Bahar’a vereceği en büyük nasihatin “Ya göründüğümüz gibi olalım ya da olduğumuz gibi görünelim artık” olduğunu ekledi.

Nihal Candan, kardeşinin tahliye kararını öğrenmesinin ardından babası Hakan Candan’a sarıldı. Hakan Candan, sürecin kendileri için zorlayıcı olduğunu belirterek, “Zor acı bir süreçti. Böyle bir şey yaşansın istemezdik ama oldu. Bundan sonra bu yaşananlardan dersler çıkararak hep doğru şeyler yapmanın peşinde olacağız” dedi. Hakan Candan, adaletin yerini bulacağına inandıklarını kaydetti.

Davanın detaylarına ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 38 müşteki ve 21 sanık yer almakta. İddianameye göre, Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki dolandırıcılık şebekesi, araçları ucuza sattıklarını iddia ederek vatandaşları dolandırma yöntemlerini kullandı. Bahar ve Nihal Candan’ın da bu suç örgütünde aktif rol oynadıkları ifade ediliyor. İddianamede, sanıkların daha önce televizyon programlarına katıldıkları, sosyal medyada tanınan kişiler haline geldikleri ve bu unvanlarının dolandırıcılık eylemlerinde nasıl kullanıldığı üzerinde durulmuş.

Örgüt lideri Onur Apaydın’ın, Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini yürüttüğü ve suç gelirlerini akladığı da iddianamede belirtiliyor. Ayrıca, mağdur temin etme görevini üstlenen Hacı İsrafil Sağlam’ın ifadeleri doğrultusunda, toplantılara katılan üst düzey yönetimin tüm kararları aldığını, Bahar ve Nihal Candan’ın bu süreçte önemli rolleri olduğunu vurgulandı. Nihal Candan’ın, Onur Apaydın ile olan ilişkisi ve örgütün iç işleyişine yönelik duyduğu saygıyla, dolandırıcılık faaliyetlerinin yapıldığı toplantılarda yer aldığı ifade edildi.

Sonuç olarak, Bahar Candan hakkında suç örgütüne üyelik ve dolandırıcılık suçlarından toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapis cezası istenirken, Nihal Candan için de benzer suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası talep edilmiştir. Diğer 20 şüpheli için de çeşitli oranlarda hapis cezası istenmiştir. Bu dava, Türkiye’deki dolandırıcılık vakalarının boyutunu ve sosyal medyanın bu tür suçlardaki etkisini gözler önüne sermektedir.

En az 10 karakter gerekli