İzmir’in Kurtuluşu: Tarihimizde Bir Dönüm Noktası!

0

BEĞENDİM

0

İzmir’in kurtuluş günü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla paralel bir tarihsel sürecin önemli bir parçasını oluşturur. İzmir’in işgali 9 Eylül 1922’de sona ermiş ve bu olay, bağımsız bir devlet kurma çabalarının sembolü olmuştur. İzmir’in kurtuluşu, yalnızca bir şehrin özgürlüğünü kazanması değil, aynı zamanda Türkiye’nin ulusal mücadelesinin doruk noktalarından biri olarak da değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, İzmir kelimesinin büyük mücadele ruhunu temsil ettiğini söylemek mümkündür; bu ruh, Samsun, Amasya, Erzurum ve Sivas gibi şehirlerde başlayan milli birlik ve beraberliğin bir tezahürüdür.

Bu konuyu kaleme alırken, kendimi bir gazeteci ve yazar olarak özel bir yere sahip hissediyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı şehir olan Sivas’ta doğup büyüdüm. Bu şehirde geçen çocukluk anılarım, İzmir’deki gençlik ve olgunluk dönemimle birleşince, iki şehir arasında derin bir bağlılık hissediyorum. Sivas’a gittiğimde hissettiğim duyguları İzmir’de de aynı yoğunlukla yaşıyorum. Bu iki şehirde hissettiğim ve gördüğüm şeyler, Türkiye Cumhuriyeti’nin ruhunu daha da derinleştiriyor.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşı’nda canını veren şehitlerimizi saygı ile anıyorum. Onların fedakarlıkları, bize bağımsız bir ülke bırakmak adına verdiği mücadele, bugün Türk milletinin en büyük mirasıdır. Anadolu insanının bağımsızlık mücadelesi, sadece tarih kitaplarında bir sayfa değil; aynı zamanda bu topraklarda yaşayan herkesin bir parçasıdır. Allah, bir daha Türk milletine böyle bir strateji yaşatmasın dileğinde bulunmak, geçmiş acılara saygı göstermek açısından önemlidir.

Türk milleti olarak bizler, adaletin temsilcisi olma konusunda kararlıyız. Kendi menfaatlerimizi mazlumların ve mağdurların zararına olamayacak şekilde şekillendirmek, bizim kültürel ve toplumsal kimliğimizin bir parçasıdır. “Bundan sonrası benim için önemli değil” diyen bir anlayışa sahip olamayacak ender milletlerden biri olarak, toplumumuzun değerlerine sahip çıkmayı sürdürüyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 102 yıl önceki kuruluşu, bu anlamda önemli bir dönüm noktasıdır. Bugün bağımsızlığımızı koruyarak ve geliştirmeye çalışarak ilerliyoruz. Düşünen, üreten ve dünya ile rekabet edebilme yeteneği kazanan bir ülke olarak, artık dünya sahnesinde örnek alınan bir devlet konumundayız. Kurtuluş, kuruluş ve yükseliş sürecimiz, uluslararası alanda günden güne daha fazla insan tarafından takdir edilmektedir.

Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti, tarih boyunca gösterdiği azim ve kararlılıkla, bağımsızlık mücadelesinin ve milli birliğin en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Bu süreç boyunca, Türk halkının başarıları, sadece kendileri için değil, tüm insanlık için ilham verici bir örnek teşkil etmektedir. İzmir’in kurtuluşu, bu büyük mücadele tarihinin bir özgün parçası olarak, Türkiye’nin geleceğine ışık tutmaya devam etmektedir.