Kadına Yönelik Şiddet: Hükümetin Yüzleşmesi Gerek!

0

BEĞENDİM

0

CHP ve DEM Parti’den Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Teklifi

TBMM Genel Kurulu’nda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Demokrasi ve Progress Partisi (DEM Parti) tarafından 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle kadına yönelik şiddetin tüm boyutlarıyla araştırılması önerisi sunulmuştur. Ancak bu öneri, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) oylarıyla reddedilmiştir. Bu durum, kadın hakları konusunda yaşanan endişeleri bir kez daha ön plana çıkarmıştır.

Kadınların Güvenliği Sorunu

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, yaptığı konuşmada, Türkiye’deki kadınların güvende olmadığını vurguladı. Hükümetin katillere karşı değil, kadınların haklarını savunmak isteyen bireylere saldırdığını belirtti. Bankoğlu, adalet mekanizmasının işleyişini sorgulayarak, “Bir ülkede hâkimin takdiriyle katiller salınıyorsa, polisin inisiyatifiyle koruma talep eden kadınlar kocalarına teslim edilip öldürülüyorsa” ifadesini kullandı. Bu ifadelerle, hükümetin kadına şiddete karşı tutumunu eleştirdi ve kadın cinayetlerinin siyasi bir boyutu olduğunu öne sürdü.

Kadın cinayetlerinin Devletin koruyamadığı kişiler değil, hükümetin serbest bıraktığı katiller tarafından işlendiğini savunan Bankoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nden yapılan çekilmenin hükümetin gerçek niyetini ortaya koyduğunu vurguladı. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yüksek oranına dikkat çeken Milletvekili, 65 kadın evinde, 35 kadının ise eşi tarafından öldürüldüğünün altını çizerek, “Bize sahip çıkılmasını değil, varlığımıza saygı duyulmasını istiyoruz” dedi.

İktidar ve Kadına Yönelik Şiddet

Demokrasi ve Progress Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki de kadına yönelik şiddeti ve iktidarın politikalarını eleştirerek, kadınların kendi bedenleri üzerinde karar verme haklarının ellerinden alındığını ifade etti. Saki, “Kadınlar eşit, özgür bir birey olarak, toplumsal yaşamda kendi kararlarını veren bireyler olarak görülmüyor” ifadesiyle, ailenin içine hapseden politikaları eleştirdi. Şiddet meselelerinin sadece fiziksel saldırılarla sınırlı olmadığını belirtti ve psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet gibi konuların da ciddiyetle ele alınması gerektiğini vurguladı.

Saki, her yıl artan kadın cinayetleri ve “şüpheli” kadın ölümlerinin bu tehdidin boyutunu gözler önüne serdiğini söyledi. Bu bağlamda, “erkek yargı” denilen sistemin bu ölümleri nasıl örtbas etmeye çalıştığını ve erkek şiddetini aklama çabalarını eleştirdi. Ayrıca, iktidarın kadına yönelik şiddete karşı mücadelesini sorgulayarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını ve 6284 sayılı Kanun’un uygulanmamasını gündeme getirdi.

Kadınların Mücadelesi ve İktidarın Tavrı

Saki, iktidarın kadınların şiddetle mücadelesini engellemeye yönelik tavrını eleştirirken, devletin kadınları koruma konusundaki yetersizliğini de dile getirdi. Kadınların, kendilerine yönelik şiddete karşı mücadele ve dayanışma içinde olmaları gerektiğini belirtti. Dikkat çeken bu açıklamalar neticesinde, Türkiye’deki kadın hakları mücadelesinin öneminin altı çizilmiş ve toplumsal cinsiyet eşitliği için atılması gereken adımların önemi vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, TBMM’deki bu tartışmalar, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin sadece bir sosyal sorun değil, aynı zamanda bir siyasi mesele olduğunu göstermektedir. Kadın hakları savunucularının bu bağlamda gösterdiği tepki ve mücadelenin artacağı öngörülmektedir.