Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), son günlerdeki kararlarıyla büyük tepkilere neden olmaya devam ediyor. RTÜK üyelerinden Tuncay Keser, yaptığı açıklamada; TELE1, SZC TV, Halk TV, Meltem TV ve Sun RTV gibi kanallara verilen cezalara dair bilgi verdi. Özellikle TELE1 kanalındaki “Türkiye’nin Yönü” programında “RTE’nin Netenyahu’dan Farkı Ne?” başlıklı KJ ile Merdan Yanardağ’ın Alevilere yönelik ifadeleri sebebiyle toplamda iki ayrı yüzde 3 oranında idari ceza uygulandığı belirtildi.
Bu olaylar sonrasında Yanardağ, özür dilemiş ve düzeltme açıklamaları yapmış olmasına rağmen RTÜK, bu yayınları “eleştiri sınırının aşılması” gerekçesiyle yaptırıma tabi tuttu. Böylece, RTÜK’ün eleştirilebilir görülen yayınlarla ilgili tutumu bir kez daha gözler önüne serildi. Diğer yandan, SZC TV’ye de “Sözün Aslı” programında CHP milletvekillerinin polis müdahalesine dair yaptığı açıklamalar nedeniyle yüzde 3 para cezası kesildi. Bu cezanın sebebi, açıklamaların “mahkeme kararlarının iktidarın müdahalesiyle alındığı” imasını taşıdığı olarak ifade edildi.
RTÜK, Halk TV’ye yönelik olarak da, “Açıkça” programındaki Murat Kubilay’ın MHP ve Devlet Bahçeli’ye yönelik ifadeleri dolayısıyla bir yine yüzde 3 ceza verildi. RTÜK, bu durumu da “eleştiri sınırını aşma” olarak değerlendirdi. Ayrıca, Meltem TV’ye, doğruluğu teyit edilmeden yapılan yayınlar nedeniyle, Sun RTV’ye ise yayın yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle para cezası uygulandı. Bu yaptırımlar, medyada ifade ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlamaların getirilmesi konusunda ciddi tartışmalara yol açtı.
RTÜK’ün almış olduğu kararlara göre, 2025 yılı itibarıyla SZC TV’ye 15, TELE1’e 15 ve Halk TV’ye 14 ayrı yaptırım getirildiği belirtildi. Bu yaptırımlar arasında 25 gün yayın durdurma, 26 kez program durdurma ve toplamda 22 milyon TL’yi aşan para cezaları bulunmaktadır. Bu durum, medya organlarının ifade özgürlüğü ve eleştirel yayıncılık konusundaki durumunu ciddi şekilde etkiliyor.
Ceza uygulamalarına ilişkin olarak RTÜK üyesi Tuncay Keser, “Anayasal güvence altına alınmış ifade ve basın özgürlüğü, yalnızca çoğunluk lehine olan görüşlerin değil, ‘incitici, rahatsız edici’ ve aynı zamanda siyasal iktidarı eleştiren yayınların da korunmasını zorunlu kılar. Aksi durumda, düzenleyici kurumların tarafsızlık ilkesi gölgelenir, demokratik kamuoyu oluşumu zedelenir” şeklinde bir açıklama yaparak durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Sonuç olarak, RTÜK’ün uyguladığı cezalar, medya organlarının bağımsızlığını ve eleştirel seslerin duyulabilirliğini tehdit ederken, aynı zamanda halkın özgür bilgi edinme hakkını da zora sokmaktadır. Bu durum, sadece mevcut yayın organlarını değil, tüm medya ve basın sektörünü yakından etkileyen önemli bir mesele olarak gündemde kalmaya devam edecektir.
1
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
5617 kez okundu
2
Fidan: Afrika ile İş Birliği İle Geleceği Şekillendiriyoruz
5588 kez okundu
3
Cevdet Yılmaz, İzmir İş Dünyası Buluşması’nda
5587 kez okundu
4
İzmir’de Yaya Üst Geçitleri Hızla Yükseliyor!
5578 kez okundu
5
Köfez Sorunu İçin İzmir’de İşbirliği Çağrısı
5563 kez okundu