Bursa Valisi Erol Ayyıldız, geçtiğimiz günlerde Bilal Erdoğan’ı makamında misafir ederken sergilediği nazik tavır sebebiyle sosyal medyada ve bazı medya organlarında haksız bir linç kampanyasına maruz kaldı. Bir fotoğraf karesine dayandırılarak “makamı devretti” ya da “devlet ciddiyetine gölge düşürdü” gibi ağır ithamlarla yapılan eleştiriler, aslında Türkiye’nin son 40 yılda sıkça karşılaştığı karalama kampanyalarının yeniden gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Bu tarz itibarsızlaştırma girişimleri, geçmişte FETÖ tarafından uygulanan taktikleri hatırlatır nitelikte.
FETÖ, geçmişte hedef aldığı devlet adamlarını bir fotoğraf, konuşma ya da bağlamından koparılmış küçük bir hareket üzerinden yıpratma çabasında bulunmuştu. Vali Ayyıldız’ın yalnızca bir misafirperverlik örneği olarak gösterdiği davranışı da benzer bir çarpıtma ile kamuoyunda kötü bir algıya dönüştürülmektedir. Bu noktada, Vali Ayyıldız’ın Bilal Erdoğan’ı ağırladığı odayla ilgili önemli bir detay dikkat çekiyor. Vali, Bilal Erdoğan’ı makam odasında yer alan resmi koltuk takımında değil, misafir ağırlamak için kullanılan oturma grubunda misafir etmiştir.
Bilal Erdoğan, yalnızca “Cumhurbaşkanı’nın oğlu” değil, ayrıca İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı gibi çeşitli önemli görevlerde bulunarak hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda kabul gören bir isimdir. Dolayısıyla, Vali Ayyıldız’ın bu davranışı ne protokol ihlali ne de “makam devri” gibi abartılı iddialara zemin hazırlamaktadır. Ancak bu detay, maalesef görmezden gelinmekte ve kamuoyuna “skandal” olarak sunulmaktadır.
Diğer bir dikkat çeken konu ise, FETÖ firarisi Cevheri Güven’in kısa süre önce yaptığı bir videoda Vali Erol Ayyıldız’ı hedef göstermesi ve aynı içeriklerin sosyal medyada organize bir biçimde dolaşıma girmesidir. Bu durum, saldırıların spontane tepkilerden ziyade planlı bir itibarsızlaştırma operasyonunun parçası olduğunu açıkça gözler önüne seriyor.
Vali Ayyıldız’a yönelik saldırılar, sadece kendisini hedef almaz. Asıl amaç, devletin temsil makamlarını itibarsızlaştırarak kamuoyunda güven sarsmak ve devlet otoritesine gölge düşürmektir. FETÖ’nün uyguladığı yöntem tam da bu şekildedir: Önce bir kişiyi hedef alır, ardından onun üzerinden tüm kurumu yıpratmaya çalışır.
Vali Ayyıldız’ın tavrı, devlet geleneğinde kökleri olan bir nezaket ve zarafetin yansımasıdır. Devletin büyüklüğünü insani değerlerle taçlandırmak gereklidir. Gerekli zamanlarda koltuğunu paylaşarak devletin vakarını gösteren yöneticilere şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Vali Ayyıldız, İzmir’de görev yaptığı dönemde de sergilediği nezaketle hafızalarda yer etti. O dönemdeki unutulmaz fotoğraf karesi, devletin sıklıkla yalnızca bir otorite olmadığını; aynı zamanda merhamet, şefkat ve halk sevgisini barındıran güçlü bir yapı olduğunu göstermektedir.
Türkiye, FETÖ’nün itibarsızlaştırma operasyonları ile daha önce defalarca karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle, kamuoyunun bu tür kampanyalara karşı daha dikkatli ve bilinçli olması gerekmektedir. Bir fotoğraf karesi üzerinden koparılan fırtına, kökü dışarıda olan zihniyetlerin yeniden sah
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
4423 kez okundu