Mart ayında, güvenlik güçleri tarafından İzmir’in Torbalı ilçesinde bir çiftliğe gerçekleştirilen baskında, yaklaşık 10 aylık bir aslan ele geçirildi. Bu aslan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürlüğü yetkililerine teslim edildi. Ele geçirilen aslanın sağlığı için gerekli önlemler ve iyileştirmeler yapılması hedefleniyordu.
Aslan, uygun olmayan koşullarda tutulduğunun ve yalnızca kedi mamasıyla beslenmekte olduğunun tespit edilmesi üzerine, bir ay süreyle karantinaya alındı. Bu süreçte, aslan için uygun bir beslenme programı hazırlandı ve bağışıklığını güçlendirici tedaviler uygulandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi, sosyal medya aracılığıyla düzenlediği çevrim içi anketle yavru aslana ‘Pars’ ismini verdi. Bu isim, İzmirliler tarafından belirlendi ve hayvanın geleceği için bir umut simgesi olduktan sonra, kamuoyunda bu isimle anılmaya başlandı.
Geçen hafta, Pars’ın adaptasyon sürecinin son aşamasında, yetkililerin kararıyla yetişkin aslanların bulunduğu ana bölmeye bırakıldı. Ancak burada, lider olduğu belirtilen bir diğer yetişkin aslan tarafından saldırıya uğradı. Pars’ın kafa travması geçirdiği belirlendi ama tüm müdahale çabalarına rağmen kurtarılamadı. Bu durum, hem İzmir Büyükşehir Belediyesi hem de hayvansever camiada derin bir üzüntü yarattı.
Pars’ın trajik ölümü üzerine, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, “Yasa dışı olarak insan eliyle bakıldığı ihbarı üzerine Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından el konulan ve 10 aylıkken İzmir Doğal Yaşam Parkı’na getirilen genç erkek aslan Pars’ın muayenelerinde raşitizm bulgularına ve iç-dış parazitlere rastlanmıştı. Hızla tedavisine ve çok özel bir adaptasyon sürecine başlandı. Doğal yaşam koşulları göz önünde bulundurularak, uygun beslenme düzeni oluşturuldu ve davranışsal gelişimi izlenerek diğer aslanlarla tanıştırılmasına özen gösterildi. Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) yetkililerinin önerileri doğrultusunda süreç titizlikle yürütüldü. Her canlı, doğal ortamında, kendi türüyle ve kendi koşulları içinde yaşama hakkına sahiptir. Ancak, adaptasyon sürecinde sürüdeki başka bir aslanın ani saldırısı sonucu ağır bir kafa travması meydana geldi. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılması mümkün olmadı” ifadelerine yer verildi.
Bu olay, hayvanların korunması ve uygun ortamlarda yaşatılmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. İnsan müdahalelerinin hayvanların yaşam koşullarını nasıl etkileyebileceği üzerine geniş tartışmalara yol açtığı düşünülmektedir. Pars’ın hikayesi, bir veterinere, koruma uzmanına ya da hayvan bakım çalışanına dikkat çeken bir vaka sayılmakla birlikte, aynı zamanda hayvan hakları ve korunması üzerine de birçok soru işareti bırakmaktadır.