Ehliyet Yönetmeliğinde Değişiklik Çağrısı!

0

BEĞENDİM

0

Sürücü adaylarının ehliyet alabilmesi için katıldıkları sürücü kurslarında hem teorik hem de uygulamalı eğitim süreçlerinden geçmesi gerekmektedir. Öncelikle yazılı sınavı başarıyla tamamlayan adaylar, sonrasında uygulamalı eğitime geçerek direksiyon sınavına girmektedirler. Bu sınavı geçen ve gerekli başarıyı elde eden sürücü adayları, ehliyet almaya hak kazanır. Ancak direksiyon eğitmenleri, yönetmelikte bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğuna inanmaktadır. Bu konuyla ilgili görüşlerini paylaşan özel bir sürücü kursunun müdürü Ekrem Kaya, 2016 yılında yönetmeliğe eklenen IQ testi uygulamasının daha yaygın bir şekilde uygulanması gerektiğini vurgulamaktadır.

Kaya, IQ testinin sürücü adayları üzerinde pozitif etki yaratabileceğini, insanların trafik güvenliğine katkıda bulunacağını ifade etmektedir. Türkiye’de, 2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan düzenlemeye göre, IQ testi sonucunda düzeyi 79 ve altı olan kişilerin ehliyet sahibi olamayacakları belirtilmiştir. Bu yönetmeliğin yeniden gündeme gelmesiyle, Kaya, adayların IQ testine tabi tutulmasının, sağlık raporu almakla beraber yapılmasının önemine dikkat çekmektedir. “Eğer bu test yaygınlaştırılırsa, hem sürücüler hem de yayalar için daha sağlıklı bir durum ortaya çıkabilir” diyor ve sözlerine devam ediyor.

Kaya, direksiyon eğitiminin sürelerinin yeterli olmadığını düşünmektedir. “Öğrencilerimizin trafiğe çıkabilmesi için belirli bir zaman diliminde onları eğitmeye çalışıyoruz ancak eğitim saatleri, sürücüler için yetersiz kalıyor” şeklinde açıklama yapmaktadır. Bu eğitim süreçlerinde, direksiyon eğitim saatlerinin artırılması ya da özel eğitimlerle desteklenmesi gerektiğine inanılmaktadır. Eğitimin ilk aşamasında, öğrencilere temel beceriler kazandırılmakta, ardından daha ileri düzeyde uygulamalı eğitim verilmektedir. Ancak, ehliyetini almış bireylerin, bu bilgileri uygulamaya geçirmede aceleci davranmaları, psikomotor hareketlerin gelişim süreciyle doğru orantılı bir durumdur.

Kaya, eğitim vermenin yanı sıra, eski ehliyeti olan sürücülerin trafik levhalarını ve kurallarını unuttuklarına dair gözlemlerini de paylaşmaktadır. “Geçmişte ehliyeti olan bazı sürücüler, trafik levhalarını okuyamadıklarını itiraf ediyorlar. ‘Bu levha neydi? Anlamı nedir? Burada ne yapmamız gerekiyor?’ gibi sorular sorarak zorluk yaşıyorlar” şeklinde aktarımlar yapan Kaya, bu durumun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini belirtmektedir. Bu kapsamda, eski sürücülere düzenli seminerler verilmesi, trafik levhalarının yeniden hatırlatılması gerektiğini savunmaktadır. “Araç muayenesi gibi, bu tür eğitimlerin de belirli aralıklarla yapılması gerekmektedir” diyerek fikirlerini pekiştiriyor.

Kaya, trafik eğitimi konusunda kendi kurslarının da üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını vurgular. “Kursiyerlerimize, elimizden geldiğince eğitimlerinde yardımcı olmaya, bu tür dersleri ücretsiz olarak sunmaya gayret ediyoruz. Önemli olan, trafikte düzenin sağlanması ve sürücülerin birbirlerine saygılı, sabırlı olmalarıdır” diyerek eğitimin toplumsal önemi üzerinde durmaktadır. Sonuç olarak, Kaya, trafik güvenliğine verdikleri önemi ve eğitim sürecinin geliştirilmesi gerektiğini ısrarla dile getirmektedir.