Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamalarda, “Ramazan Bayramınızı tekrar tebrik ediyorum.” sözleriyle bayramın önemine vurgu yaptı. Erdoğan, yerel yönetimlerin, yoksul, garip ve kimsesiz insanlarla ilgilendiğini, onların kapılarını çaldığını ifade etti. Belediyelerin, bu kesimlerin dertleriyle dertlendiğini ve sıkıntılarına çare üretme gayretinde bulunarak, toplumsal dayanışmayı artırdığını belirtti. Ayrıca, hükümetin de halkın çeşitli kesimlerini evinde ağırlayarak, rahmet ve bereket ayına layık bir şekilde hizmet ettiğini söyledi.
Erdoğan, gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarının küresel ölçekte bir etki yaratacağını vurguladı. Günümüzde dünya düzeninin tek kutuplu bir yapıdan çok kutuplu bir yapıya doğru evrildiği gözlemlenirken, Türkiye’nin bu süreçte en güçlü ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Geçmişte siyasi ve ekonomik nedenlerle küresel rekabette geride kalan Türkiye, artık yeni dönemin kurucu aktörlerinden biri haline geldi. Türkiye’nin isminin her platformda sıkça anılmasının, ülkedeki politikaların ve stratejilerin dünya genelinde kabul görmesinin bir göstergesi olduğunu dile getirdi. Erdoğan, küresel aktörlerin, Türkiye’siz bir denklem kurmanın imkânsız olduğunu mecburen kabul ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut küresel sistemin temelden çatırdığını ifade ederek, korumacı bir yapı yükseldiğini söyledi. Bu bağlamda, devletlerin toplum ve ekonomiyi güçlendirmeyi hedefleyen politikalar geliştirdiğini aktardı. Uluslararası siyasetteki tüm aktörlerin yeni arayışlara girdiğini ve ticaret savaşlarının etkilerinin hissedilmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Erdoğan, büyük ya da küçük fark etmeksizin, herkesin etkileneceği şiddetli bir kasırga döneminin yaklaştığına dikkat çekti. Bu, ülkelerin ekonomik ve sosyal politikalarında alacakları yeni önlemlerin aciliyetini de beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, hem iç politikada dayanışma ve yardımlaşmanın önemini ön plana çıkarırken, hem de uluslararası arenada Türkiye’nin yükselen rolüne ve küresel dinamiklerdeki değişimlere işaret ediyor. Türkiye’nin yeni dönemdeki stratejik konumu ve bu süreçte atacağı adımlar, yalnızca ulusal değil, uluslararası ölçekte de tartışmalara yol açacak gibi görünüyor.
İzmir Körfezi’nin Temizliği: Eylem Planı Yetersiz!
3263 kez okundu