953 Yıldır Vatanımızı Savunan Gazilerimiz

0

BEĞENDİM

0

1071 yılı, Anadolu’nun kapılarının açıldığı tarih olarak kabul edilir. Bu tarih üzerinden geçen süre ise tam olarak 953 yıldır. Bugün Anadolu topraklarında varlığımızı sürdürebiliyorsak, bunun en büyük nedeni, şehitlerimiz ve gazilerimizdir. Onlar, isimleri bilinen ya da bilinmeyen insanlar olarak, bu toprakları bizlere vatan kılmak için mücadele etmişlerdir. Anadolu’nun Türkleşmesi ve bu toprakların vatan haline gelmesi, sadece bir demet gül ya da zeytinle değil; milyonlarca insanımızın, ata ve ecdadımızın kanlarını dökerek ve hayatlarını feda ederek verdikleri mücadele ile mümkün olmuştur.

Eğer atalarımız bu onurlu mücadeleyi vermeseydi, bugün Anadolu, Anadolu olarak kalırdı; ancak biz bu toprakların içerisinde yaşayan insanlar olur muyduk, bu tartışma konusudur. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Anadolu coğrafyası, farklı mevsimlerin aynı anda yaşandığı, eşsiz güzellikte bir yerdir. Tüm insanlık açısından, Dünya’da yaşanabilir en güzel yerlerden biri olarak bilinir. Atalarımız, bu mücadelenin sonunda elde ettikleri hedefleri gelecekteki nesillere, yani bizlere, gençlerimize ve çocuklarımıza bu güzel toprağı vatan kılmak amacıyla gerçekleştirmiştir.

Mücadelelerinin sonucunda başardılar; kanlarını ve canlarını vererek bu başarıyı elde ettiler. İşte bu sebeple, gazilerimizin varlığı, bizim varlığımızın en önemli temellerinden biridir. Geçtiğimiz hafta, gaziler haftasıydı. Gazi olmak, savaşa katılan ve savaştan, ister galip ister mağlup çıkmış, yaralı yahut yarasız olanların sahip oldukları şehitlikten sonraki en yüksek mertebeyi ifade eder. Gazilik, 1071 tarihinden itibaren başlamış ve bugüne kadar sürmüştür. Gazilerimize duyduğumuz saygı ve minnet, onların varlığına şükür gibi bir his taşır. “İyi ki varsınız, iyi ki buradasınız” diyerek gazilerimizi saygıyla anıyor, hayatta olanların ellerinden öpüyor ve aramızda olmayanlara rahmet diliyoruz.

Günümüzün gazileri, geçmişteki gibi büyük çaplı bir savaşın gazileri değillerdir. Şanslıyız ki, toplu bir savaş mevzusunu en son Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyle gerçekleştirdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nda zafere ulaşarak geride bıraktık. Ancak günümüzdeki gazilerimiz, terörle mücadele eden, huzurumuz için mücadele eden ve barış için savaşan kişilerdir. Onlar, bağımsızlık ve huzur mücadelesi vererek, tam anlamıyla topyekun bir savaşa katılmamızı önlemektedirler. Gazilerimizin varlığından dolayı, huzurlu bir yaşam sürmekte olan bizler, Anadolu’yu vatan olarak yaşatmaya devam etmektediriz.

Şehitlik mertebesine ulaşmış olanlar, aklımızda ve gönlümüzde daima özel bir yer tutar. Gazi olan tüm kahramanlarına karşı, çok önemli bir borcumuz bulunmaktadır. Bu borç, uğruna savaştıkları bayrağı dalgalandırmak ve korumak, hayatları pahasına savundukları vatanı her türlü tehlikeye karşı koruyarak, onların bizlere bıraktığı emaneti gelecek nesillere zarar gelmeden ve eksilmeden sunmak, aynı cesaret, özveri ve yürekle devam ettirmekten oluşur. İşte bu yüzden, gazilerimizin ve şehitlerimizin hatırasını daima yaşatmak, onlara saygı göstermek hepimizin ortak görevimizdir.