15 Yıl Sonra Mezarı Açıldı: Gerçek Ne?

0

BEĞENDİM

0

2009 yılında, lise öğrencisi Münevver Karabulut’un vahşice öldürülmesi, Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve cinayetler konusundaki toplum bilincini arttıran önemli bir olaydır. Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Cem Garipoğlu tarafından katledilmiştir. Bu süreçte Münevver’in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “15 senedir bu süreci takip ediyoruz” diyerek, olayın üzerinden geçen süre zarfında adaletin peşinde koşmayı sürdürdüklerini vurgulamıştır. Cem Garipoğlu’nun, Münevver’i Bahçeşehir’deki villasına getirdiğini ve öldürdükten sonra cesedini, çöp konteynerine bırakmadan önce gitar kılıfında ve valizde taşıdığını açıklamıştır.

Cem Garipoğlu’nun işlediği cinayet sonrasında, adalet sürecinin yeterince etkili olmadığı vurgusu da oldukça dikkat çekicidir. Avukat Epözdemir, mahkemenin Garipoğlu’nun tahliye kararı verdiği dönemi hatırlatarak, hukuk sisteminin kimler tarafından yönlendirildiğini sorgulamıştır. Garipoğlu, sonunda 24 yıl hapis cezası almış olsa da, 15 yıl cezaevinde kalacağı ve bu yıl içinde tahliye olacağı belirtilmektedir. Ancak bu süreçte Cem Garipoğlu’nun 10 Ekim 2014’te cezaevinde hayatını kaybettiği iddiaları da gündemde kalmıştır. Ölüm şeklinin etraflıca incelenmesi gerektiğini düşünen Epözdemir, Garipoğlu’nun intihar sürecini şüpheli bulmaktadır.

Epözdemir, Garipoğlu’nun ölmeden önceki döneminde dikkat çeken bir durumu da dile getirmiştir. Garipoğlu’nun cezaevinde intihar etme olasılığının çok düşük olduğunu, özellikle de bir kişinin kendini boğarak öldürmesinin zorluklarını belirtmiştir. Ayrıca dosyadaki psikolojik raporların, Garipoğlu’nun intihara meyilli olmadığını gösterdiği ifade edilmiştir. Bu çerçevede, intihara meyilli biri olarak nitelendirilemeyeceği ifade edilerek, intihar mektubunun da bulunmadığına dikkat çekilmiştir.

Münevver Karabulut’un ailesi tarafından yapılan “fethi kabir” talebi, Adli Tıp Kurumu’nda gerçekleştirilecek incelemeleri kapsayan hukuki bir süreçtir. Avukat Epözdemir, bu talebin Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edilerek Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini belirtmiştir. Fethi kabir işlemlerinin geleneksel yöntemlerden farklı olacağı, cesedin gerekli biyolojik ve kimyasal incelemelerin yapılması için Adli Tıp Kurumu’na sevk edileceği bilgisi paylaşılmıştır. Nazik bir konumda yer aldığı için, dişler, varsa saçlar ve sırt kemikleri gibi uzun kemikler üzerinden DNA incelemeleri yapılması planlanmaktadır.

Sonuç olarak, uzmanlar tarafından yapılacak incelemelerden üç farklı sonucun çıkabileceği öne sürülmüştür. Bu sonuçlar arasında, aradan geçen süre nedeniyle inceleme yapılamayabileceği, ölen kişinin Cem Garipoğlu olduğu, ya da olmadığı gibi olasılıklar yer alıyor. Tüm bu tartışmalar ve adalet arayışları içerisinde, Münevver Karabulut cinayeti Türkiye’de kadın cinayetlerinin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu durum, toplumda kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda yapılması gerekenlerin ve hukukun etkinliğinin sorgulanmasına neden olmuştur.